"Deniz," dedim fısıldayarak.
"Efendim sevdam?" diye cevapladı beni.
Başımı kaldırıp burnuna minik bir ısırık kondurdum. Sahte bir acıyla yüzünü buruşturduktan sonra yanaklarıma seri öpücükler kondurmaya başladı, ardından dudaklarımı dudaklarının arasına hapsetti ve uzun uzun öptü. Biraz geri çekildiğinde nefes alışlarım düzensizdi ve dudaklarım kıpkırmızıydı. Zorlukla çektiğim nefeslerin arasında Deniz'in gözlerine baktım. Koyu bir yeşille parlıyordu ateş böcekleri.
"Bu gece burada kalmak ister misin?"
"Neden?" diye sordu şaşkınca.
"Ayşe uyurken bir şeyler hazırlayacağım moralinin yerine gelmesi için. Sonrasında sana iş düşecek biraz biz gidince, onun için diyorum."
"Ha oydu yani!" dedi Deniz gülüp.
"Sen ne sandın?" dedim gözlerim kocaman kocaman.
"Ne sanacağım tövbe tövbe!" diye geveledi suratı kıpkırmızı kalırken. Koca bir kahkaha patlatıp yerimden kalktım ve elinden tutup kaldırdım Deniz'i.
"Hadi bakalım, gidip plan yapmaya başlayabiliriz!"
Birkaç dakika içimizde önümüzde bir sürü kağıt, karton ve renkli kalemlerle masanın başında kukumav kuşu gibi oturmaktaydık.
"Umay ne gibi şeyler planlıyorsun acaba şu an?" dedi Deniz elindeki kalemin arkasını dişleyip.
"Hiç bilmiyorum ama eve girdiği anda o kadar mutlu olmalı ki Ayşe, bugün ne kadar ağladığını son birkaç günün ne kadar zor geçtiğini, kısacası her şeyi unutmalı."
"Hoş geldin bebek yazan şeylerle mi yapacak bu dediklerini?"
"Hiç bilmiyorum Deniz. Ayrıca neden dalga geçiyorsun ki sen benimle? O kadarı bile gelmedi senin aklına."
"Bağırma bak uyanacaklar şimdi."
"İyi be sustum."
Birkaç dakika daha surat astıktan sonra büyük bir aydınlanmayla yerimden sıçradım.
"Buldum! Doğruluk mu içki mi oynayalım!"
"Aferin Umay, aferin sevdam! Kız hamile ve sen ona içki içireceksin!"
"Ona içki içirmeyiz, en sevmediği alkolsüz içecekten içiririz ya da buldum! Alkolsüz bira içirelim ona, zaten hiç sevmez."
"O olabilir bak ama bu kartonları ne yapacağız? Bardakları mı kaplayacağız?"
"Çok zekisin Deniz, vallahi ayakta alkışlıyorum! Herhalde moral verici sözler yazacağız. Gerekirse 23 Nisanda sınıflarımızı süslediğimiz gibi süsleyeceğiz salonu."
"Bugün nasıl bir ateş saçıyorsun sen sevdam?"
"Ateş çağırıyor seni, az daha böyle devam edersen fena yanacaksın."
"Senin sinirlerin bozulmuş bugün. E normal tabi o kadar olaya."
"Şimdi al kalemi eline şair bey, komik sözler yazmaya başla ama Ayşegül'ün sevdiği bayat, soğuk esprilerden olsun çoğunluğu."
"Başla!" diye gülüp önüne pembe bir karton çekti Deniz. İki saat içinde çok komik şekiller ve yazılar hazırlamıştık.
"Sana anahtarı bırakacağım sevdam, biz gidince gelirsin hazırlarsın salonu. İçki seçimini sana bırakıyorum ama alkolsüz içecek almayı unutma."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Öpücük
Storie d'amore"Filmlerde böyle bir sahne olduğunda, genelde erkek kızı öper," dedim yanaklarım kıpkırmızı. "Öpmeli miyim seni?" diye sordu. "Öpmek istiyorsan eğer..." diye geveledim. "Öpebilir miyim?" dedi kısık bir sesle. "Eğer-" lafımı...