Hata

1.4K 126 32
                                    

Yüzüme doğru savrulan yumruktan bileğini tutup bükerek kurtulduğum anda zıplayarak bacaklarımla rakibimin boynunu sarıp yere düşmesini sağladım. Onun aksine rahat bir şekilde ayaklarımın üzerine indim. Yere savrulmamış gibi gülen Kuzeye kahkaha atarak eşlik ettim. Dışarıdan bakan biri delirdiğimizi düşünebilirdi fakat biz birbirimizle dövüşmekten inanılmaz zevk alıyorduk.

"Dikkatini topla, ajan. Böyle giderse ekibine rezil olacaksın."

"Tek yaptığım sana karşı nazik olmak."

Ayağa kalkıp gülerek "Eminim öyledir," dediğim sırada bakışlarımın takıldığı kişiyle kaşlarımı çattım. Eğitim alnına geldiğimden beri kaçamak bakışlarla beni izleyen Tuğba yine dikkatimi çekmişti. Huzursuzluğu binlerce kilometre öteden fark ediliyordu. Yeniden üzerimde olan bakışlarını kaçırmasıyla onu sorgulama işini ertelememem gerektiğini fark ettim. Derdi ne ise bir an önce öğrenmem gerekiyordu. Aklımdan bunları geçirirken dikkat dağınıklığımdan faydalanan Kuzeyin çelme atarak beni yere düşürmesiyle bağırdım. "Buna hile derler!"

Bağırışım alandaki herkesin bakışlarının bize dönmesine neden oldu. Diğerleri zarar görmeyecekleri şekilde saldırıya uğradıkları zaman kendilerini nasıl korumaları gerektiğini öğrenirken biz azılı düşmanmış gibi dövüşüyorduk. Onun söyleyeceklerine, öğreteceklerine ihtiyacı olmayan biriyle buna ihtiyacı varmış gibi ilgilenmenin saçmalık olduğunu daha ilk eğitim gününde anlamıştı Kuzey. Yaptığımız şey sadece antrenmandı.

"Seni öldürmeye çalışan birinden ahlaklı dövüşmesini bekleyemezsin."

Hile yapılmasından hoşlanmadığım için ayağa kalkmaya çalışan ajanın sırtına atlayıp yüzüstü yere düşmesini sağladım. Bu sırada bir kolumu da boynuna sarmıştım. Nefesimi kulağına üfleyerek "Senden ve hilelerinden zerre kadar hoşlanmıyorum, ajan," dediğimde altımdaki bedenin gerildiğini fark ettim. Kuzey benden fena halde etkileniyordu ve ben de bundan fazlasıyla memnundum. İnsanların zaaflarını kullanmaya bayılırdım.

Kuzey sanki boğazına sarılı olan kol yüzünden nefes alamayan kendisi değilmiş gibi gülerek yüzünü arkaya doğru çevirdi. Yüzümü zar zor görüyor olsa da burnum yanağına sürtünecek kadar yakındık. Diğerlerinin duymaması için kısık sesle "Geçen gün öpüştüğün kişiden mi bahsediyorsun?" diye sordu, alay kokan sesiyle. Bu konuyla ilgili konuşmamış olsak da yaşanmamış gibi davranmıyorduk. Aksine, gülüşlerimiz, bakışlarımız, hatta kelimelerimiz bile daha flörtöz olmuştu.

Başımı yana doğru eğerek diğerlerinin göremeyeceği şekilde Kuzeyin kulak memesini ısırdım. Vücudunun kaskatı kesilişini anbean hissedebiliyordum. Dudaklarım keyifle kıvrılırken acısını almak için kısacık bir an ısırdığım kısmı emdim. "Kısmen kullanılmaktan bu kadar zevk alacağını tahmin edemezdim, ajan," derken sesim Kuzeyin sınırlarını zorlasın diye elimden geleni yapıyordum. Ajan daha fazlasına dayanamayacak olduğuna karar vermiş olmalı ki, enseme uzanarak beni sırtından attı. Önüne çektiği yüzümü incelerken nefes nefeseydi ve bunun saatlerdir yaptığımız antrenmanla ilgisi yoktu.

Laciverte dönen mavileri dudaklarıma indiği anda yüzüne attığım yumruk yüzünden küfür ederek geri çekildi. Kalkıp yanından uzaklaştığım sırada tek kelime etmedi çünkü bunu diğerlerinin aramızdaki durumdan şüphelenmemeleri için yaptığımı biliyordu. İnsanların içinde hiçbir şey söylemese de elbette yediği yumruğun hesabını soracaktı.

Tuğba Küçük

Gece uzun süredir yemekhanede yemek yemediğinden oraya giderken rahattım. Geceyle karşılaşmayacağımı bildiğimden sakin adımlarla ilerliyordum. Terasın önünden geçtiğim sırada boynuma sarılan kol ile çığlık atmak isteyince ağzım başka bir el tarafından kapatıldı ve terasa doğru sürüklendim. Kardeşimin son videosu zihnimde kendini tekrarlarken hissettiğim korku kalbimin acımasına neden olacak kadar fazlaydı. Dün Geceyi dışarı çıkarmak konusunda emir almıştım ama hala bununla ilgili herhangi bir şey yapmamıştım. Elimde değildi, yapamıyordum.

{Tamamlandı} Gece [+18]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin