7. Bölüm☘

346 15 2
                                    

Tuvaletten çıktım ve kantine indim. Gözlerim Mete'yi aradı ama bulamadım. Okul bahçesine çıktım. Biraz düşünmek için yeşillikli alana doğru ilerledim. Bir ağacın altında oturup düşünüyordum. Ne yapacağım şimdi? Söyledim. En azından içimden bir yük kalktı ama... Mete bir daha yüzüme bakmaz. Elimde olmayan bir şey için bana küsmesi çok saçma. Homofobik olması çok saçma. Benim homofobik birisine aşık olmam çok saçma... her şey saçma. Kafamı yerden kaldırıp öğrencileri izlemeye başladım. O sıra gözüm birisine çarptı. Mete ve başka bir çocuk. Kimdi bu? Neden bu kadar samimiydiler? O an kalbimde bir sızı hissettim. Gözlerimin dolduğunu hissettim. Benim onu sevdiğimi bilirken onun başkasıyla olması canımı yakıyordu. Kafayı yiyecektim. O çocuk Mete'ye sarılmıştı. Mete'nin homofobik olduğunu biliyorum erkekleri sevmez ama kıskanıyordum işte. O an sinirle ayağa kalktım ve yanına gittim. "Mete." Mete ve yanındaki kişi bana döndü. "Napıyorsun?" diye sordum. Mete kaşlarını çatmış bir şekilde. "İyi." dedi sadece. Kalbimin sızladığını bir kez daha hissettim. "Bu kim?" diye sordum. Mete kaşlarını daha da çatmış bir şekilde baktı. "Sana ne?" bu sefer kaşlarını çatan ben oldum. "Biraz konuşabilir miyiz?" diye sordum sakin kalmaya çalışarak. Mete umursamaz bir tavırla yüzüme baktı. "Hayır." Mete'nin kolunu tuttum. Biraz sert tutuyordum sinirden. "Konuşalım." dedim dişlerimi sıkarak. O sıra lafa Mete'nin yanındaki çocuk dahil oldu. "Konuşmak istemiyor işte kardeşim. Git işine." diye kolumu tutuyordu. Sinirle ona döndüm. "Sen karışma." tıslıyordum resmen. "Kardeşim istemiyor işte gitsene!" diye bağırdı. Eli hâlâ kolumdaydı. Zaten bu çocuğa gıcık olmuştum, zaten Mete'yi kıskanıyordum ve zaten bana dokunulmasından nefret ediyordum. Ki bunu Mete çok iyi biliyor. Mete tam çocuğu uyaracakken çocuğa kafa atmam bir oldu. "Aahhh! Burnum." çocuğun burnundan resmen kan fışkırıyordu. "Ne yapıyorsun oğlum sen?" diye sordu Mete. İkimizde yerde yatan çocuğa bakıyorduk. Çocuk ayağa kalktı. "Gebertcem oğlum seni!" dedi burnunu tutarak ve gitti. "Konuşmamız... gerek." dedim iki kelimenin de üstüne basarak. "Ne konuşacağız ne?" diye bağırdı Mete. Kolunu sıkarak soyunma odasına götürdüm ve kapıyı örttüm. "Ne yapıyorsun sen?" diye bağırdım. "Ne yapıyorum ben?" diye sordu. "O kim?" diye sordum. "Sana ne? Seni ne alakadar eder?" diye sordu sinirli bir şekilde. "Seni sevdiğimi bile bile başkalarıyla konuşuyorsun. Canımı mı yakmak istiyorsun? Yanıyor zaten... lütfen Mete, lütfen bunu bana yapma." dedim yüksek sesim fısıltıya dönüşürken. Alnımı alnına yasladım. "Seni ne kadar sevdiğimi tahmin bile edemezsin." dedim. Mete bir şey demiyordu. Ama nefes alış verişleri çok düzensiz ve hızlıydı. "Acıyor Mete, burası acıyor." diye elimle kalbime dokundum. "Ömer... git başımdan. Bizden olmaz. Ben gay değilim." dedi. Gözlerim dolmaya başlamıştı. "Gay olma. Biseksüel olursun." dedim bir umutla. Mete gözlerini kapattı. Sanki yakınında olan gözlerime daha fazla bakıp da canının acımasını istemiyormuş gibi. "Bak Ömer. Kimseyle böyle konuşmam... iki yılın hatrı için... seni kırmamaya çalışıyorum. Lütfen... git... bir daha konuşmayalım." dedi. Sanki bunları söylerken zorlanıyor gibiydi. Nefesi dudaklarıma değiyordu. Bu beni büyülüyordu. O an beynim durmuştu, sadece duygularımın beni yönetmesine izin veriyordum. Dudağına yaklaştım ve hafif bir öpücük kondurdum. O an Mete göğsüme dokunarak durdurdu. Kafasını da yana çevirdi. "Dur... yapma..." dedi. Nefesi çok düzensizdi. Neden böyleydi bilmiyorum. "Böyle yaparak daha çok kırıyorsun beni Mete." dedim gözümden bir damla yaş düşerken. Alnım hâlâ Mete'nin alnındaydı. Gözlerini açtı ve bana baktı. Gözlerinde adını bilmediğim bir hüzün vardı. "Üzgünüm Ömer... üzgünüm. Bir daha görüşmemeliyiz." dedi ve sanki onunda gözleri dolmuştu. Ama hemen gözlerini başka yere çevirdi. "Gitmem lazım." dedi ve beni duygularımla baş başa bırakıp soyunma odasından çıktı.

Gizli Aşk (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin