11. Bölüm☘

320 12 2
                                    

Tuvalette 10 dakika durduktan sonra anca sakinleşmiştim. Sınıfa girdiğimde Mete uyuyordu. Uyanınca bütün bunları hatırlayacağını sanmıyorum. Yanına oturdum ve onu izlemeye başladım. Sınıfta kimse yoktu. Ders bedendi ve herkes spor salonundaydı. Mete derse girmemişti. "Neden yaptın bunu Mete? Neden bunu bana yaptın? Belki seni unuturum, sana olan hislerim azalır diye düşünüyordum. Ve tam seni unutuyorken birden bu olanlar... tuvalette olanlar..." gerisini getiremiyordum. Fısıldayarak konuşuyordum. Tam Mete'yi unutabilme umuduyla yaşarken birden bu olanlar beni ona daha çok bağlıyordu. Daha çok umudum artıyordu ve daha çok aşık oluyordum. "Neden böyle yapıyorsun? Neden bana hem kötü davranıp hem de bana umut veriyorsun? Canım yanıyor Mete görmüyor musun?" gözümden bir damla yaş düştü. Kalbimde bir sızı hissettim. Çok canım yanıyordu. Zaten Mete'yi kaybettim. Onun üstüne bir de Selim çıkmıştı. "Seni seviyorum Mete." gözümden yaşlar akarken ayağa kalktım. Tam arkamı döndüm ve gidecekken Mete elimi tuttu. "Gitme..." diye fısıldadı. Kalbim çok hızlanmıştı. Yavaş yavas arkamı döndüm. Gözümden yaşlar akıyordu hâlâ, durduramıyordum. Mete gözleri kısık ama yorgun bir şekilde bana bakıyordu. "Ne?" diye sordum sessiz ama gergin bir şekilde. "Gitme... yanımda kal." sessizce yanına oturdum. Birbirimize bakıyorduk. İkimiz de çok çaresiz ve kırgın duruyorduk. "Mete..." fısıldadım. "Şşş" diyerek işaret parmağını dudaklarıma koydu. Susmamı istiyordu. "Ömer... ben üzgünüm... çok... üzgünüm..." anlamayarak ona bakıyordum. Gözlerim doluydu. Kaşlarımı çattım. "Neden?" ikimizde fısıldıyorduk. Mete hâlâ yavaş konuşuyordu. Belli ki hâlâ sarhoş. "Üzgünüm... Ömer..." gözümden bir damla yaş düştü. Üzgünüm diyordu. Sanki üzgün olduğunu milyonlarca kez söylemek istiyordu. "Mete... sen iyi misin?" gözleri ağır ağır kapanıp geri açılıyordu. Elimi alnına götürdüm. Ateşi vardı. "Mete... ateşin var." Mete kafasını iki yana salladı. "İyiyim ben..." kafamı salladım ve hızla ayağa kalktım. Kendi çantamı ve Mete'nin çantasını aldım. Mete'nin kolundan tutarak "Hadi kalk. Bize gidiyoruz." Mete yavaş yavaş kafasını kaldırıp bana bakıyordu. "Hayır... ben iyiyim." kafamı iki yana salladım. "Lütfen Mete. Hadi kalk." yavaşça ayağa kaldırdım. Mete tam sendeleyip düşecekken belinden tuttum ve kendime çektim. Çok yakındık. Gözlerinde kayboluyordum resmen. Nefesi tenime çok güzel değiyordu. Biz birbirimize bakarken birden sınıfın kapısı açıldı. Kafamı o yöne çevirdiğimde Selim gelmişti. "Ne yapıyorsun lan sen? Mete'ye zarar mı veriyordun?" diye bağırarak yanımıza geldi ve Mete'yi benden almak için elini uzattı. Mete'nin kolundan tutup çekecekken Mete'nin kolunu daha da sıktım gitmemesi için. Mete hafif bir inleme sesi çıkardı. Canını yakmak istememiştim güzelim. Ama seni kimse benden alamaz. "Bas git." dedim sinirle ve Selim'in elini sıkarak ittim. Sendeleyip sandalyeye düştü. Mete'nin beline sarıldım ve yavaş bir şekilde ilerlemeye başladık. "Nereye gotürüyorsun lan Mete'yi? Sal çocuğu!" yine yanımıza geldi ve tam ben konuşacakken zor da olsa Mete konuştu. "Selim... git... ben iyiyim." mal Selim bir anlığına afalladı. "Duydun git işine!" dedim ve göğsünden ittim onu. Ve Mete'yi de alıp benim eve geçtik.

Gizli Aşk (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin