13. Bölüm☘

326 10 0
                                    

Sabah olduğunda gözlerimi yavaşça araladım. Kaşlarım çatık bir şekilde yanıma baktım. Mete yoktu. Hayır ya, cidden seviştikten sonra yatakta bırakılan kadınlara dönmemiş olayım. Hızla yataktan kalktım ve üzerimi değiştirdim. Aşağı indiğimde güzel kokular geliyordu. Kaşlarımı çattım. "Anne?" diye seslendim. Ses gelmedi. Mutfağa girdiğimde Mete bir şeyler hazırlıyordu. Şok içinde ona bakıyordum. "Sen... kahvaltı... hazırlıyorsun?" Mete bana bakmadı, arkası dönüktü ama gülümsediğini gördüm. "Evet. Ben... kahvaltı... hazırlıyorum..." dedi beni taklit ederek. Tereddütle ona baktım. "Ama... dün olanlar?" biliyorum dün bir şey olmadı sadece yanında yattım ama Mete benim gay olduğumu ve ondan hoşlandığımı biliyor. Bana bunun için bağırıp çağırabilir. Mete buruk bir şekilde gülümseyerek bana baktı. "Ne oldu dün?" diye sordu. Gözlerimi kaçırdım. "Ben gayim ve seni seviyorum. Dün yanında yattım. Bir şey demeyecek misin?" buruk bir şekilde bana baktı. "Hadi kahvaltımızı yapalım." soruma cevap vermedi. "Hayır mı demek bu?" diye sordum ve bana bakıp sadece gülümsedi. Mete'nin bana karşı olan tavırları anlamadığım şekilde değişmişti. Masaya Mete'nin karşısına oturmuştum. Omlet yapmıştı ve gerçekten güzel görünüyordu. Omletten yedim ve şaşkın bir şekilde Mete'ye baktım. "Bu... gerçekten güzel olmuş." Mete gülümsedi. "Afiyet olsun." Kahvaltımızı yaparken Mete'nin telefonu çaldı. Telefona baktığımda arayan Selim'di. Ne diye arıyordu bu? Mete bir bana bir de telefona bakıyordu. Ben de önümdeki omlete dönüp "aç." diye fısıldadım. Mete uzunca bana baktı ve en sonunda telefonuna dönerek açtı. "Efendim? Gelcem birazdan. Tamam. Görüşürüz." Mete telefonu kapatıp bana baktı. "Okula gelecek misin diye soruyor." dedi. Ağır ağır kafamı olumlu anlamda salladım. Gözlerimi omletten ayırmadan ve çatalla omletle oynayarak konuştum. "Selim'le ne ara bu kadar samimi oldun?" sesim çok sakin ve kırgın çıkmıştı. Hatta o kadar sakin ki fısıltıdan ibaret değildi. Mete boğazını temizledi. "Olduk işte... okula yeni gelmişti, ona yardımcı oldum." Alay edercesine güldüm. "Başka birisi yok muydu yardım edecek?" Mete cevap veremedi. "Selim'i seviyor musun? Aranızda ne var? Söyle Mete. Yoruldum, beni boş yere yorma..." Mete, hüzünlü bir şekilde bana baktı. "Ömer... çok üzgünüm... Korkuyorum tamam mı? Korkuyorum, sana bir şey olacak diye korkuyorum. Amacım sana kötü davranmak ya da canını yakmak değil. Amacım seni korumak." sinirlendim ve bağırdım. "Kimden?!" "Kendimden! Kendimden korumaya çalışıuorum anladın mı? Sana o çok sevdiğim ailem var ya... aslında onları hiç sevmiyorum. Ailemi sana yanlış anlattım. Onlar aslında hiç iyi birileri değil. Böyle şeye karşı... abim vardı ya... trafik kazasında öldü demiştim. O da yalan. Abimi ve sevgilisini babam öldürdü. Sırf gay olduğu için. Ben homofobik değilim Ömer. Babam... sana da zarar vermesin diye ben... ben senden uzak durmaya çalışıyorum. Ama sen yanımda oldukça buna fırsatım olmuyor. Seni istiyorum Ömer, seni! Seni kendimden uzaklaştırmaya çalıştıkça canın yanıyor biliyorum. Biliyorum ve üzgünüm. Senin canını yaktıkça benim de canım yanıyor. Okula içerek geliyorum. Biraz olsun her şeyi unutmamı sağlıyor... anlıyor musun şimdi Ömer?" son cümleleri fısıltıya dönüşmüştü. Gözlerim dolu bir şekilde Mete'ye baktım. Ayağa kalktım ve Mete'nin yanına oturdum. Mete'nin elini tutarak konuşmaya başladım. "Bu eller kenetli olduğu sürece kimse bize zarar veremez Mete... lütfen, yapma bunu bana... bunu bize yapma. Alnını alnıma yasladım. "Seni seviyorum Mete." Mete'nin gözünden bir damla yaş düştü. "Ben de seni seviyorum Ömer." İkimiz de gözlerimizi kapattık. Mete gözünü açtı ve gülümsedi. "Tamam. Artık korkmayacağım. Aşkımızı doya doya yaşayacağız." dedi. Gözümden bir damla yaş düştü. Eliyle göz yaşımı sildi ve dudağıma uzun bir öpücük kondurdu. Sanki bu öpücüğe aç ve muhtaç gibiydik. Araya dillerimiz de dahil olmuştu. Sessizce zevkten, mutluluktan inledim. Mete, beni öperken kollarımı tuttu ve kaldırdı. Beni öperek odaya çıkardı. Beynimden vurulmuş gibiydim. Hiçbir şey anlamıyorum şu an. Sadece Mete'ye ayak uyduruyordum. Odaya geldiğimizde Mete beni yatağa yatırdı. Öpüyordu. Öperken kendi tişörtünü çıkardı ve üzerime oturdu. O öpmeye devam ederken elleriyle gömleğimin düğmelerini açmaya başladı. Benim elim onun göğsünü okşuyordu. Elim göğsünden yukarıya doğru tırmanıp Mete'nin yanaklarına gitti. Onu tutup kendime çektim. Dudaklarını dudaklarıma bastırdım. Dillerimiz adeta dans ediyordu. Mete, boynumu ve göğsümü öpmeye başladı. Zevkten inleyerek kafamı geriye attım. "Çok güzelsin." dedi Mete ve öpmeye devam etti. Alt taraflara gidecekken Mete'yi kollarından yukarıya çektim ve dudağına yapıştım. Mete'ye sarıldım. İkimiz de nefes nefeseydik. "Oralara inme... belki başka zaman." dedim ve güldüm. O da güldü ve yanıma yattı. Mete, benim göğsüme yaslanarak yatıyordu. Bense tavanı izliyordum. O kadar huzurluydum ki. Hiç bitmesin istiyordum. "Sevgilim olur musun?" diye sordu Mete. Gülümsedim. "Olurum." dedim. Kafasını kaldırıp dudağımı öptü. "Sevgilim..."

Gizli Aşk (BxB) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin