ADALET KONAĞI'NA HOŞGELDİNİZ yazılı tabelaya bakıyordum. Konak dediklerinde daha küçük bir şey görmeyi bekliyordum. Ama konak değil de saray gibi kocaman bir yerdi burası.
"Hadi bakalım." dedi kadın ve birlikte bahçe kapısından içeri girdik. Yol uzun bir patikada yürüyormuşum hissi veriyordu. Bahçe kapısı ile Adalet Konağı arasındaki ince, uzun yol taşlarla döşeliydi. Etrafında ise harika bir peysaj mimarının eseri vardı. Yemyeşil bahçe içimi açmıştı. Güller, çiçekler vardı. Kocaman bir ağaç ve üstünde cıvıl cıvıl öten kuşlar bana dünyadaki hayatımı hatırlatmıştı.
Ölmüştüm. Artık ölüydüm. Bunu hatırlamak canımı yakmıştı. Beyaz elbiseli, düz, siyah saçlı bir kız geçmişti yanımızdan. O da ölüydü sanırım?
"Buradakilerin hepsi ölü mü- aman yani öldüler mi?" diye sordum ama sorarken bile sorumun saçmalığı ile kaşlarımı çattım. Dirilerin burada ne işi vardı?
"Evet. Onlar da senin gibi ölen insanlar." dedi kadın. İlk başta sert bir mizacı var gibi gelmişti ama aslında çok kibar biriydi. Otomatik kapılar açılınca içeri girdik. "Otel gibi düşünebilirsin burayı." dedi kadın. Şaşkınlıkla etrafa baktım. Fazla şaşalı bir yerdi burası. Ölüler için fazla gösterişli değil miydi? Yoksa ben dünyada fakir bir hayat sürmüş olduğum için bana mı abartı gelmişti? Altın rengi duvarlardan gözlerimi çekerek resepsiyonun önüne gelince durduk.
"Hoşgeldiniz." dedi başında şapkamsı şeyi olan adam. Üstünde kırmızı, kenarları altın sarısı işlemeleri olan bir üniforma tarzı bir şeyi vardı. Kurşun Asker'in şapkasına benziyordu. Neyi anımsattığını bulabilmiştim. Cidden mi yani? Takıldığım şey bu muydu şuan? Çabuk adapte olmuştum sanırım ahiret hayatıma.
"Aslı Şenay Akıncı?" dedi. "Evet" dedim. Ben gelmeden odaya çoktan rezervasyonum yapılmıştı anlaşılan. Burada her şey sistemli ve düzene dayalı işliyordu sanırım. Çok alışık olmadığım, yeni bir şeydi bu benim için. Sağa sola bakınmaya başladım derin bir nefes alarak. Sürekli burada mı kalacaktım? Yeni evim diyebilir miydim?
Adam ve kadınla bir şeyler hakkında konuştular. Adam kaşlarını çatarak bana baktığında ben de ona baktım: "Seni şimdilik 24 numaralı odaya alacaklar" dedi. Omuz silkerek "Tamam" dedim. Ne fark eder sayısı. Ha yirmi dört, ha yirmi beş? Ama adamın canı sıkılmış gibi yüzünü buruşturdu. Resepsiyondaki Kurşun Asker şapkalı adam "Kartın burada" dedi. Elimi kartı almak için uzattığımda sanal bir kart uzattı. Tamamen şeffaftı, önümde sanal bir ekran açıldı. Elimi geri çekecekken, "Kapının önüne geldiğinizde bir kilit sistemi göreceksiniz. Elinizi uzattığınız an, kapı açılacak ve içeri girebileceksiniz. Sadece sizin girebildiğiniz şekilde bir güvenlik sistemi var." dedi. Açık kalan ağzımı kapatarak elimi geri çektim. "Tamam." dedim. Sürekli tamam diyordum zaten, sanki başka türlüsü mümkün olabilecekmiş gibi.
Resepsiyonun önünden ayrıldık.
***
"Bu taraftan" diyerek kadın bana yol gösterdi, birlikte asansörlerin önüne geldik. Odaya çıkmak için tamamen camdan yapılı, şeffaf bir asansöre bindik. "Her şey şeffaf mı burada?" diye sordum. "Evet." dedi kadın. "Neden?" diye sordum. "Burası geldiğin yerden bambaşka bir dünya, bambaşka bir boyut. Burada artık yalnızca gerçekler var. Bu yüzen her şey şeffaf" dedi. Başımı olumlu anlamda salladım, bu konu hakkında daha sonra düşünecektim.
Asansör kapısı kapanacakken adamın elindeki tablet-defter karışımı şeye bir bildirim geldi." Dur dur, 24'e gitmiyoruz" dedi. Şom ağızlı mıydım? Tam her şey düzenli derken ne oluyordu? "NO:1'e gidiyoruz dedi. "Nasıl yani?" dedi kadın ve bana baktı. "Çok mu kötü oda manzarası?" dedim. Odalar öylesine mi veriliyordu yoksa dünyada yaptığımız iyilik ve kötülüğe göre mi?
"Ne manzarası?" dedi kadın ve adam aynı anda "ÖZEL DURUM" dedi. "Özel durum mu?" dedim. "ÖZEL DURUM" bu dedi kadın ve heyecanla, "Tekrar dünyaya gönderileceksin!" dedi. Yeni gelmişken mi oradan? Nasıl yani?
"Hemen, şimdi mi?" dedim.
Merhabalar! Yeni bölümümüz geldi, bölüm hakkında ne düşünüyorsunuz? Kitabı sevdiniz mi? Lütfen oy ve yorumlar ile geri bildirimde bulunun! Sizinle iletişim kurmak beni çok motive ediyor!
Yeni bölümde görüşürüz 😉
![](https://img.wattpad.com/cover/236228686-288-k315866.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hakkını Helal Et
FantasíaBu dünyada helalleşemeyenlerin halini hiç merak ettiniz mi? Eğer merak ediyorsanız, Hakkını Helal Et adalet konağına bekliyoruz, dileriz ki sürdüğünüz hayatınız bittikten sonra buraya hiç uğramadan gidersiniz.