İyi okumalar..!
Apartmandan içeriye girdiğimde zili parmağımla okşamaya başladım. Kimi kandırıyorum Tanrı aşkına? Resmen bütün gücümü zile verdim!
-Geldimmm....
Diye kadifemsi, erkek olsam aşìk olacağım bir ses duyuldu.
"Sonunda" diye düşündüm. "Sonunda gelebildin"...
İçeriye girdiğimde Kate'in anne ve babasının olmadığını gördùm. Meraklandım!
-Anne ve baban nerede?
Diye sordum poşetleri mutfağa bırakırken. Anında bağırarak cevap verdi;
-SÖZDE iş için otele toplantı yapmaya gittiler. Anlarsın!
Dedi rahatça. En az 15 saniye boyunca kahkaha attım. Sonunda kahkaham bittiğinde Kate'in odasındaydık. Alkolsüz biraları mutfaktan alıp tepsiye koyduğumuz, kafam boyutunda olan bardaklara doldurduk ve yavaş yavaş yudumlamaya başladık.
-Anlat bakalım Pikachu. Neden çağırdın beni?
Dedim 1. bardağımın son damlasının boğazımdan yavaşça mideme ilerlemesine müsaade ederken. Eliyle "1 dakika" işareti yaptı. Çekmecesinden bir şey aldığını gördüm. Üzerinde sonsuzluk işareti barındıran , siyah-kırmızı bilekliği bana göstermeye çalışırken konuşmaya başladım;
-Hemen ne olduğunu söyle. Lütfen lütfen lütfen! Söz, sözünü kesip soru sormayacağım.
Dedim. Bu son söyediklerimi tek nefeste söylemiştim. Rekorluk bir performans. Charlie Rekorlar Kitabı'na yazın bunu.
-Çok ısrar ediyorsun. Anlatıyım o zaman.
Ben seni aramadan önce Logie aradı. Tabi ben çok şaşırdım."Senle uzun zamandan beri konuşamadığım bir şey konuşmak istiyorum" dedi. Oturduk koltuklara. Ben mutfağa gidip nescáfe yapmaya gittim. Geldiğimde elinde bir şey vardı. Hemen onu cebine soktu benim geldiğimi görünce. Ben hiçbir şey görmemiş gibi yaptım. Ardından kocaman bir nefes alıp konuşmaya başladì; "Uzun zamandan beri düşünüyorum ve nasıl söyleyeceğimi bilmiyorum. Kate, galiba sana âşık oldum. Oh be sonunda söyledim" dedi. Ben şok oldum. Ne diyeceğimi bilemiyordum. Zaten ben de onun hareketlerine, konuşmasına, sesine ve duruşuna âşık olmuştum. Sonra ben de açıldım ona. Ve cuma günü lunaparka gidiyoruz.
Dedi. Sonunda bitirebilmişti. Koca bir "Oh" çektikten sonra kafamda binlerce soru işareti oluştu. Ben de bunların içinden birisinin noktasından çekip Kate'e sordum.
-Peki, çok güzel olmuşta, bileklik kimin?
Dedim. El kol harektlerimi fazlasıyla kullanırken. Bana 1-2 saniye şaşkınca baktıktan sonra sonunda cevap verebildi;
-West geldi buraya. Sana vermemi istedi.
Dedi. Ben de "ne konuştunuz?" dercesine kaşlarımı havaya kaldırıp ağzımı açarken sorumu soracaktım ki, Kate benden önce konuşmaya başladı;
-Sen sormadan ben söyleyeyim, onunla konuştuklarımızı sana söyleyemem. İkimizin arasında. Bu arada bilekliği bana verirken" O anlar" dedi. Ben bir şey anlamadım.Dedi birasını doldururken. Ne zamandan beri içiyoruz, bir bitmedi.
-Dur! West'i aramam lazım.
Dedim ben de heyecanla. O heyecanla bardak elimden kaymıştı. Neyse ki, tuttum. Hemen çantamdan telefonumu çıkarttım. Kolay şifremi en az 3 kere yanlış girdim. En sonunda açabildiğimde Ş harfinden "Şirin Diş'i" buldum. Kate'in kocaman ve âşık olunası terasına çıktığımda yeşil pufa yayıldım. Giderek kayıyordum kara deliğe doğru. Pardon, yeşil pufa doğru. Telefonu 4. Çalıştan sonra ağlamaklı bir sesle açtı.
-Nasılsın?
Derken histerik bir kahkaha attı. Yine o kız üzmüştü. Yine...
-Sen bırak beni. Kim üzdü seni?
Diye sordum ben de ağlamaklı bir sesle. Sevdiğim birisine birinin zarar vermesine asla tahammülüm yoktu. Hangi hakla hizmet bana ve arkadaşlarıma zarar verecekler. Babamdan öğrendiğim kendimi koruma amaçlı birkaç dövüş hareketi vardı. Herhalde babam o zaman anlamış benim minyon tipli olacağımı.
-Evet, sürekli boyun eğdim. Ama bu son yaptığı Titanik'i batıran son dalgaydı.
Dedi. Komik olmayı bu hâlde bile başarabiliyordu. Çok renkli bir kişiliği var.
-İstersen bizim evden çık sahile inelim. Temiz hava bir nebze de olsa belki rahatlatabilir.
Dedim burnumu çekerken. Gözümden bir iki damla yaş düşmüştü. O da ağladığımı anlamış olacak ki;
-Şşşşt... Sana ağlamak hiç yakışmıyor. Sen çok güçlü bir kızsın.
Dedi. Gerçekten güçlümüydüm yoksa güçlü gibi mi görünüyordum? Merak konusu. Charlie Meclisi'nde tartışılmaya değer bir konu.
-Geliyor musun? Ona göre abime ve Kate'e yalvarma çalışmalarımızı başlatacağım.
Dedim son söylediğini es geçerek. Hatta çalışarak. Çünkü onun söylediği lafın üzerine birşey dememek için kendimi zor tuttum.
Kate'i ikna etmek zor olacaktı.
-Kate, West gerçekten psikolojik anlamda çökmüş durumda. Buna kalıbımı basabilirim. Sahile ineceğiz biz. Sonra ben size gelsem olur mu?
Desim yavru köpek bakışları atarken. Bazen işe yarıyordu.
-Belki... Düşünmem gerekiyor. İlk önce şartlarım var; Saat en geç 1'de burada olacaksın. Ne olduğunu anlatacaksın. Ve en son olarak geldiğinde bana hikaye anlatacaksın.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KONSER
Fanfiction-İyi ki hayranınızım. O da hiç bekletmeden cevap verdi; -İyi ki hayranımızsın.