【10】

551 45 78
                                    



_
__
___


Kıyafetlerimi giyip duştan çıktığımda rahatladığımı hissetmiştim. Ilık su vücuduma iyi gelmişti.

Vücudumu gere gere odaya doğru yaklaştığımda Jungkook'un biriyle konuştuğunu duydum. İçeri girdiğimde ise bunun bir telefon konuşması olduğunu anlamıştım.

Yatak başlığına üstü çıplak bir şekilde yaslanmış telefon görüşmesi yaparken aynı zamanda tabletinden, hala çözemediğim bir şekilde, işlerini yürütüyordu.

Kızgınlığa girmem onu da zor duruma sokmuş olmalıydı. Çünkü toplantıları benim yüzümden ya ertelenmiş ya da kaba taslak bir şekilde yapılmıştı. Bunun için biraz utanıyordum. Jungkook'un işlerine mani olmak istememiştim sonuçta.

"Merak etme bir şey yok anne... Hıhım... 4 gün daha kalmak istedik Paris'te. Biliyorum, biliyorum gül gibi bakıyorum Taehyung'a."

Konuştuğu kişinin annesi olduğunu ve konunun biz olduğumuzu anladığımda gülümsemeden edemedim. Demek ki bizi ailesi biliyordu. Jungkook anlatmış olabilirdi ya da haberlerden de öğrenmiş olabilirlerdi ama yine de bu mutlu olmama engel değildi.

Ayrıca bana gül gibi baktığını söylediğine göre annesi bana nasıl davrandığını sormuş olmalıydı. Bu da annesinin beni merak ettiğini gösteriyordu. Bu bile mutlu olmam için ayrı bir sebepti.

Jungkook'un ailesine karışmak, ailesi olmak güzel hissettiriyordu. Kalbimi sıcacık yapıyordu.

İçeri doğru yavaş adımlarla gidip yanına yaslandım. Elindeki tableti bırakıp, sanki tüy kaldırıyormuşçasına, beni belimden çektiği gibi bacaklarının arasına oturttu. Ani hareketi yüzünden çığlık atmak üzereyken kendimi tutmayı başardım.

Beni korkuttuğu için kaşlarımı çatıp ona kötü kötü baktım. Ama Jungkook bakışımdan hiç korkmamış olacak ki, sinirden büzülmüş olan, dudağımı sıkıp bir de üstüne kahkaha attı.

Gözlerimi büyülterek ona baktım. Annesi bizi, yani Jungkook'un durduk yere güldüğünü, duyduğu için aşırı utanıyordum şu an. Yandığını hissettiğim yanaklarım da bana destek çıkıyordu.

"Yok anne sana gülmedim... Komik bir şey gördüm az önce... Dinliyorum tabi ki seni. Sadece dikkatimi dağıtan çok tatlı bir kedi yavrusu var... Evet Bam'dan uzak tutuyorum."

Tam o sırada bana bakarak ilk göz kırpmış sonda ise gülmüştü. Ben de sırıtmamak için yanaklarımın iç kısmını dişledim. Çok tatlı bir şekilde gülmüştü çünkü.

Jungkook zaten bluetooth kulaklık ile görüşme yaptığı için, iki elini karnımda birleştirdi. Sahte kızgınlığımı bırakıp sırtımı göğsüne yasladım.

Ellerimi ellerinin üstüne koyup o telefon görüşmesini bitirene kadar Jungkook'un parmaklarıyla oynamaya başladım. Dövmelerin üstünden işaret parmağımla tekrar geçiyor, bazı kısımlarda zikzak yaparak yeni şekiller oluşturuyordum. Bu bile eğlenceliydi benim için.

"Evet, evet dikkat ediyorum. Tamam anne, babama selam söyle... Tamam yetişeceğim doğum gününe... Bilmiyorum sorarım. Görüşürüz."

Jungkook annesine cevap verirken aynı sırada rahat durmamış ıslak saçlarıma iki üç tane de buse kondurmuş ve enseme doğru hafif hafif sıcak nefesini üflediğinde huylandığım için kıkırdamıştım. Durması için baldırını çimdiklediğimde inleyerek yapmayı bırakmıştı.

Kulaklığı kulağından çıkarıp komodinin üstüne koyunca ben de olduğum yerde ters dönmüştüm. Yüzümü göğsünün üstüne yaslayıp alttan ona baktım. Yoğun bakışlarıyla beni yiyorken, ben kollarımı onu beline sarmaladım. Beni taklit edip kollarını bana doladığında sadece birbirimize bakıp aşık aşık gülümsüyorduk.

My Baby Bear | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin