Yaranmaz Aşık!

479 153 48
                                    

Merhaba sevgili okur! Yeni bölüme hoş geldin💜

Uzun zamandır müsait bir zaman bulamadığım için bölüm atamıyordum. Sınav senemdeyim ve bir yandan dershane bir yandan dersler derken bölüm yazmam zor oluyor. Ama yazmayı bırakmakta istemiyorum. O yüzden bir düzen içerisine girmeye çalışacağım. Eğer başarabilirsem Cumartesi ya da Pazar günleri bölüm atmaya çalışacağım 🧸

 Eğer başarabilirsem Cumartesi ya da Pazar günleri bölüm atmaya çalışacağım 🧸

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

(Turna'nın Mabel'e bakışları olur gibi hahahaha)

💌

Boran'la, bir süre daha kapı önü sohbetimizi yaptıktan sonra nihayet eve girebilmiştim. Ev oldukça sessizdi. Annem yatmıştı büyük bir ihtimalle. Çünkü genellikle yatış saati on ikiyi geçmezdi. Ablamın odasının ışığı ise hala açıktı. Muhtemelen kitap okuyordu. Odama geçtiğimde Erenle karşılaşmayı beklesem de beni karşılayan boş bir oda olmuştu. Erenle aynı odayı paylaşıyorduk ve hem yarın okulu olduğu için hem de genellikle uykuyu sevdiği için erken yatan bir çocuk olduğundan onu odada bulmayı hayal etmiştim. Evde olabileceğini düşündüğümden önce göz ucuyla salona ve mutfağa baktım, orada yoktu. Sonrasında ise banyoda olacağını düşündüm. Kapısına birkaç kez tıklatıp, seslendim.

''Ablacım?''

Ses gelmemişti. Banyoda da olmadığını anladığımda son olarak balkona çıkıp baktım. Lakin orada da yoktu. Evde olmadığına kanaat getirdiğimde nerede olduğunu merak ettiğimden Ablamın odasına doğru adımladım.

Tık!Tık!

'' Gel! ''

Sesini işitmemle birlikte kapıyı hafifçe araladım. Araladığım yerden başımı içeri soktum. Ablam yatağına uzanmış, tahmin ettiğim gibi kitap okuyordu. Kitabı yatağın üstüne ters çevirip gözlerini bana çevirdi.

'' Ne oldu?''

'' Eren oda da yokta nerede diye soracaktım?''

'' Haa o mu? " dedi bir yandan da kitabını eline alırken. Sorumun çokta önemli bir şey olmadığını anlayarak kitabını okumaya devam etti. Bir yandan da cümlesinin devamını getirdi.

"İlhan'la beraber playstation oynamaya gitti. Atakan da oradaymış galiba''

İlhan, Papatya'nın kardeşiydi. Erenle aynı yaştaydı.

'' Atakan'ın orada olacaklarını nereden biliyorlarmış ki?''

'' Atakan aramış çocukları''

'' Atakan?'' dedim şaşkınlıkla. Duyduklarım kaşlarımın çatılmasına sebep oldu. Garipsemiştim. Çünkü o değerli oyununa çocukları katıp, gecenin bir vakti sorumluluk almayı kabullenecek biri değildi.
Ablam tepkime hafifçe gülümsedi.

'' Bende başta senin gibi tepki verdim ama sözü varmış çocuklara. Şimdide sözünü tutuyor.''

Her ne kadar bu durumu garip bulsam da bir şey söylemedim. Belki de boşu boşuna almıştım Atakan'ın günahını!
İçimdeki karamsarlığı bir kenara savurarak alaya vurdum.

Kalplerin Cenaze Töreni🕊Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin