Keyifli okumalar.
🐺
Kaygan zeminden düşmeden geçmeye çalıştım. Ayakkabılarımın taban kısmı kaygan olduğu için dikkatli yürümem gerekiyordu ve hayvanat bahçesinin beton zeminin kaygan olması işime gelmiyordu. Sınıf öğretmenimiz nerede diye gözlerimi etrafta gezdirdim, sonunda ileride bir bankın yanında birkaç sınıf arkadaşımla birlikte konuştuklarını gördüm. Bankın bulunduğu yer ormanlık alan gibi bir yerdi. Kaybolmamanın verdiği huzurla onların yanına ilerledim. Daha yeni giriş yapmıştık ama ben şimdiden bir sakarlık yapacakmışım gibi hissediyordum. Umarım öyle bir şey olmazdı.
Son sınıftık ve okulumuz bizi nihayetinde bir geziye çıkarmayı akıl edebilmişti. Gezi niyetine geldiğimiz yer de Gaziantep Hayvanat Bahçesiydi. Dünyanın en büyük ilk dört hayvanat bahçesinden biri olması güzeldi ama biz daha farklı yerler bekliyorduk. Yine de sınıfça etkinlik olduğu için çoğu kişi katılmıştı. Bir tek bizim sınıf değil tüm on ikiler katılmıştı. Sınav senemiz olduğu için kafa dağıtmalık bir yere gitme ihtiyacından gelmişti geneli.
Bankın yanına vardığımda bizim sınıfın hepsinin burada olduğunu gördüm, yarısı dağınık şekilde olduğu için görmemiştim. Sınıf öğretmenimiz birkaç öğrenciyle sohbet ediyordu. Bende onların arasına katıldım ve sohbetlerini dinlemeye başladım.
"Hocam öğleden sonra fok gösterisi var onuda izleyecek miyiz? İzleyelim hocam lütfen."
"Enes çocuk musun sen? Öğleden sonraya kalamayız, benim programım aksar."
Enes, Şulenin dediğine göz devirdi.
"Anlamıyorum sen bu geziye nasıl geldin acaba? O kitaplardan kafanı nasıl kaldırdın da geldin."
Soru sorar gibi değilde sitem eder gibi söylemişti. Şule ona cevabını vermeye tam hazırdı, ki sınıf öğretmenimiz Ela hoca ondan önce davrandı.
"Enes senin aksine, öğrenciler sınav senesinde sınava hazırlanırlar oğlum. Kitaplarla haşır neşir olmaları lazım ki bir yerlere gelebilsinler. "
Enes, hoca sanki ona küfür etmiş gibi alındım bakışı attı, hoş etmese bile bana bile girdi buradan.
"Hocam ayıp ediyorsunuz bende sınava hazırlanıyorum, kitaplarla haşır neşirim sadece siz görmüyorsunuz."
Ela hoca pek inanmayan ses tonuyla,
"Sınavdan sonra anlaşılır o oğlum, sen çalışmaya devam et."
Enes ondan sonra bir daha konuşmadı, sohbette sarmamış olmalı ki diğerlerinin yanına gitti.
Şule, Enes'in arkasından söylenerek,
"Keşke şu meşhur devasa kurtlar Enes'i ısırsa. O zaman anlattığı efsanelerde ki gibi hayatı yaşardı."
Gizem bu dediğine güldü, Ela hocada hafif sırıttı. Anlamamıştım. Benden önce bir konuşma dönüyordu, onunla mı ilgiliydi? Üzerinde çok da durmadım.
İlk bizim sınıf geldiği için diğer sınıfları bekledik. Çok beklemeye kalmadan diğer sınıflarda teker teker geldi. On ikiler olarak toplam beş sınıftık, okulumuz yeni açıldığı için ilk öğrencilerindendik ve bu yüzden sınıf olarakta, sayı olarakta fazla değildik. Tüm sınıflar burada olunca öğretmenler kendi arasında konuştular ve sonrada öğrencilere gezinin planını anlattılar. Dikkatli olmamız gerektiğini ve birbirimizden ayrılmamız konusunda birkaç uyarı yaptılar. Sonrasında ise tura başladık.
İlk maymunları gördük, fazla komiklerdi. Bir bacağını diğer bacağının üstüne atmış ve elindeki çubuğu sigara içiyor gibi yapan maymun vardı. Onu görünce kahkaha atmıştım. O ise beni görünce hareketini durdurup öylece beni izlemişti. Bu tepkisine anlam veremesemde, utanmış olacağını düşündüm. Yolumuza devam ettiğimizde birçok hayvanı geride bırakmıştık. Kuşların olduğu bir binaya girmiş orada kuşları incelemiştik. Sonra sürüngenler ve yılanlar... Yılanlar en korkutucu olanıydı belkide, hepside cam fanüslerin içinde o kadar yakınımdaydılar ki korkmamak elde değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Şehri
WerewolfOkul gezisi için hayvanat bahçesine giden Eşay; kendisini, tuhaf hisler içinde, devasa büyüklükte siyah kurtun karşısında bulur.