Bölüm On - Kabulleniş

4.2K 349 106
                                    

Keyifli okumalar.

🐺

Kader mi aşkı kovalar, yoksa aşk mı kaderi?
Kimseler çözemedi bu bilmeceyi...

William Shakespeare'n bu dizelerini ufak dokunuşla değiştirmek ve ekleme yapmak isterdim. Hatta şimdilerde olmasada sorusuna, ileride cevabını vereceğime emindim. Zira Shakespeare de bu dünya da kurtları ve mühürlerini öğrenmiş olsaydı, aşk hikayelerinde eminim bundan bahsetmeden geçmezdi. Hatta belki de bu dizeleri şöyle tamamlardı. 'Aşktan ve kaderden de üstün mühür, tek mutlak gerçekti.' Tabi benim hayal gücümle bu kadar oluyordu. Şahsen Shakespeare'n bu anlatıma da bir drama katacağına hiç şüphem yoktu.

Mesela aynı benim hayatımdaki dramalar gibi.

Koskoca dünyada, yarı insan yarı kurtları öğrenmiştim ve bu da yetmezmiş gibi üstüne mühürlenmiştim.

Tabi benim varlığımdan da öte bir zamanda mühürlenmişim. Mesela daha dinazorların yeni çıktığı zamanlar falan. Abartıyor muyum? Belki, biraz. Peki işin özünde doğru muyum? Evet, kesinlikle.

Koskoca dünyada her şey beni bulmamış gibi üstüne birde mühürlümden ret yemiştim.

Tabi bunu abartmıyordum. Her ne kadar diğerleri inkar edip tam tersini söylesede... Ben bir kere bu duruma kinlenmiştim arkadaş! Ömür geçer de benim kinim geçmezdi.

Merak etmeyin. Ret yedim ama cezası da verildi.

Hatta benim ceza vermeme gerek kalmadan verildi.
Gerçi ben ceza verir miydim? Muammaydı. Kim mühürlüsüne reddedildi diye ceza keserdi ki? Benim kaderimde, bahtsız mı diyeyim yoksa absürt mü diyeyim bilemedim, elbette ki buna da yer vardı. Zaten kaderim de yok yoktu. Bir vampirlerin çıkmadığı kalmıştı onu da daha şimdi sordum. Öyle bir şey yok, dedi babaanne. E o da olsaydı madem, ortalık cümbür cemaat, zil zurnalı düğün zaten.

Saat, şu anda gece yarısına geliyordu. O günden beri iki gün geçmişti. Babaanne erkenden eve gitmemize izin vermemişti. Benden defalarca özür dileyen babaanne ve Erva ile tüm gerçekleri de detaylıca öğrenmeye başlamıştım. Mesela Efnan'ın benden binlerce yıl büyük olduğunu öğrenmem gibi. Adam yaşayan bir fosildi anasını yani. Bilim insanları kapımıza dayansa ve 'Bu fosil nasıl yaşıyor', deseler hiç düşünmeden aklıma ilk gelen şeyle o vampir derdim. Ama bizim ki, işte kurttu. Altay Türklerini de görmüş bir kurttu.

Hatta Türklerin ilk yaşam bulgularına bakıldığında, Efnan Falaz ilk Türklerin kabile liderlerindenmiş.

Bir de kabile lideri eksikti başımızda.

Dedeme mühürlenseydim, bünyemde aynı etkiyi oluştururdu şu an abi.

Daha fazlasını dinleyemeden arka fonda Ferdi Tayfur'un Huzurum Kalmadı şarkısı yerleşmişti bile. O şarkı ne alakaydı, bilmiyorum ama beni Küçük Emrah'a bağlatmıştı. O an ki şokla daha fazlasını dinleyemeden bozuk kaset gibi, 'Ben şimdi Oğuz Türklerinden olduğum için sorun olmaz mı?', demiştim. Evet, tek sorunum Altay ve Oğuz boylarının anlaşmazlığıydı. Dedelerimden birine mühürlendim, de diyebilirdim ama demedim. Her şeyim mi ters olurdu? Evet olurdu. Sonra o an ki şokla beni uyutmuşlardı tabi. Bunu sindirmem ise bir günümü aldı. Sonra biraz daha kendime geldiğim yarım saat öncesinde de geri kalanını istemiştim.

Kurtlar ŞehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin