Keyifli okumalar.
🐺
Ne demişti şimdi, o? 'Benimle tanışır mısın?'
Kalbimi elime verselerdi eminim çarpıntıdan elimden kayıp düşerdi. Bu kadar hızlı gelişmemeliydi olaylar, bu işte bir gariplik ya da yanlış anlaşılma vardı. Zihnim çorba olmuştu. İçine de ekmek niyetine beni doğruyorlardı sanki, öyle bir heyecan vardı içimde. Gerçekliğe dönmeliydim, evet gerçek dünyaya yani herhangi erkeğin gelipte beni iki sözüyle tav edemeyeceği dünyaya. Ben bu kadar kolay bir kız değildim. Ayrıca bana kurduğu cümleler öyle kolay bir şekilde ağzından dökülüyordu ki bu sözleri her kıza söylemediği ne malumdu. Kendi içimdeki hesaplaşmam kısa sürdü, aklımı kaybetmemiştim hâlâ. Gözlerimi etrafta gezdirdim ve boğazımı temizledim. Yavaş ve sakince kapı ile Efnan'ın arasından sıyrıldım. Sağ tarafına geçtim ve Efnan'ın da kendi ekseni etrafında sağ tarafına yani tekrardan bana dönmesini sağlamış oldum. O anlamaz gözlerle bana bakıyordu, belkide biraz sinirle... Kendimden emin ve net bir ifadeyle konuştum."Hayır."
Ben konuşurken bakışlarını dudaklarıma çevirdi, yutkunduğunu adem elmasının oynamasından anladım. Ama ne dediğimi algılayınca gözleri refleks ile gözlerime çıktı ve önce büyüyen göz bebekleri ile sonrada çattığı kaşları ile bana baktı. Ben ise üstün performans sergileyerek umursamaz bir tavırla yanından geçmek için bir-iki adım attım. Üçüncü adımımı atıyordum ki kolumdan tutmasıyla hemen yanında olan bedenimi kendine çevirdi. Ben ise sakince kolumu bırakması için çektim ama bırakmadı. Kaşlarımı çatarak yüzümü onun yüzüne doğru kaldırdım. Devede de boy var hoayy maşaallah yani.
"Ne yaptığını sormama gerek yok umarım. Bırak kolumu Efnan! İkinciyi tekrarlamam, bağırırım bak."
Çatık kaşlarını hiç düzeltmeden konuşan Efnan çok yakınımdaydı. Kokusu burnuma doluyordu, çok fazla erkeksi kokuyordu. Erkeksi kokmanın çok fazlası nasıl oluyordu acaba? Puff! Allah bana sabır versindi.
"Ne demek oluyor bu?"
İnanamayan gözlerle bakıyordu, bakışlarındaki duygu yoğunluğundan, sırf bir kelime söyledim diye vicdan azabı çekecektim az kalsın. Kafamı salladım ve,
"Ne duyduysan o." dedim.
Bana hâlâ inanamaz şekilde bakıyordu. İç sesim, birde bayıl istersen Feriha modundaydı. Çok sürmeden elini çekti. Ben çok kolay pes etti diye düşünürken bir anda önüme geçip hafif kafasını eğdi. Bu yaptığıyla irkildim, hafif arkaya doğru sendeledim ama Efnan iki omuzumdan da tutarak beni kendine odakladı. Öfkeliydi hemde fazlasıyla.
"Eşay bir şeyler hissettiğini biliyorum. Kendini kandırıyorsun şu anda, bana çekildiğini biliyorum yavrum. Benimde sana karşı koyamamam gibi..."
Sinirliydi ama ses tonu yumuşak çıkıyordu beni kırmak istemiyordu. Sözlerine kaşlarımı çattım.
"Seninle tekrar tanışmak istemiyorum ve fazla gereksiz bir muhabbetti. Bunu saçma nedenlerle bana bağlama Efnan."
Sözlerim üzerine derin bir soluk aldı ve doğruldu. Bir adım geri gitti, bu sefer sinirli konuşacağına emindim ama ben ondan önce davrandım ve konuşmama ekledim.
" Ve ayriyeten böyle afili sözleri kim bilir daha kaç kıza kullandın, beni kandıramazsın Efnan efendi."
Gözlerini kıstı ve dudaklarını içe doğru büktü sonra ise yandan bir gülüş sergiledi.
"Kıskandın mı sen?"
Kısık ve soluklu sesiyle sorduğu soruyla inanamaz gibi ona baktım ve kaşlarımı çattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kurtlar Şehri
LobisomemOkul gezisi için hayvanat bahçesine giden Eşay; kendisini, tuhaf hisler içinde, devasa büyüklükte siyah kurtun karşısında bulur.