Balın Akçal'dan
Gözlerimi ağır ağır açtığımda kendi evimde olmadığımı fark etmiştim, etrafta gözlerimi gezdirdiğimde bir hastane odasında olduğumu fark etmiştim. Kapıdan içeri giren kişiyle gözlerim büyürken, şaşırmıştım. "Balın, sonunda uyandın ben doktor çağırayım." diyerek konuşmama izin vermeden odadan çıkmıştı.
Neden burada olduğumu sorgularken zihnime son yaşanılanlar düşmüştü, Kaan yanıma gelmişti. İlk defa birinin yanında ağlamış, ona sarılmış ve saçlarımı okşamasını istemiştim. Hissettiğim utanç duygusunun yanaklarımı kızarttığına emindim.
Doktorla birlikte odaya girdiklerinde, doktorun aslında annem olduğunu yüzüne baktığımda fark etmiştim. Kaan'ın, bunu bildiğinden emin değildim annem gerekli kontrolleri yaparken karşısındaki beni sadece hastası olarak görüyordu. "Yoğun stres ve yorgunluktan bayıldığını düşünüyoruz ama arkadaşının ısrarıyla kan tahlili yaptırdık yarın çıkacaktır, serumun bitince çıkabilirsin." diyerek odadan çıkmıştı, Kaan arkasından bakarken şaşkındı çünkü bir doktor hastasına böyle davranmazdı ama o benim annemdi.
"Annemdi, doktor olduğunu söylemiştim." Kaşları çatılırken, "Bilmiyordum, bilseydim istemezdim." omuz silkmiş, "Sorun değil, başarılı bir doktordur bana da sadece hasta gözüyle baktığına göre sorun yok. Unutma o bir doktor ve hipokrat yemini var, hastasına bakmak zorunda." demiş ve gülmüştüm.
Derin nefes alırken gözleri seruma takılmıştı, "Şey... ben teşekkür ederim ve özür dilerim seni zor durumda bırakmış olmalıyım." bana dönerken başını salladı. "Teşekkür etmene ya da özür dilemene gerek yok, o an yalnız kalmaman gerekiyordu o adamın dediğinin aksine. Bizimkilere de haber vermiştim, gelirler biraza." Dedikleriyle buruk bir tebessüm bahşettim ona. "Gerek yoktu, serum bittikten sonra çıkacağız zaten." dediğimde odanın kapısı direkt açıldı.
İçeriye girenlere baktığımda Kaan, artık çok geç demişti. Kiraz ve Nida iki yanıma geçerken neler olduğunu soruyorlardı, Kaan odada sessizliği sağladığında kızların yanında detay vermeden açıklamıştı. Sonrasına üçü birlikte odadan çıkmış, kızlar benim yanımda kalmıştı.
Hastaneden çıktığımda öğleni yeni geçmişti, beni eve bırakmışlardı. Kızlar yanımda kalmak istese de abileri izin vermemişti. Eve girdiğimde salonda kırık vazoya takıldı gözlerim, artık kırık değildi yapıştırılmıştı. Önünde ise bir not vardı, "Bu sefer kırıklarını ben topladım umarım kızmazsın. ~Kaan" yazıyordu.
Vazoyu dikkatlice eski yerine kaldırdığımda dağınıklığı toplamıştım, neden bunu yaptığını neden yakınımda olduklarını düşünmek istemiyordum hayatımda ilk defa anı yaşamak istiyordum. Acı çekeceksem şimdiden düşünmeyi değil, başıma geldiğinde yaşamayı istiyordum.
Balkonda elimde eskiz defterim ve masanın üzerinde duran kahvem ile resim çiziyordum. Kafe'den bugünde izin almıştım, bu kadar izin alabilmemin tek yanı izin günleri haricinde izin almamamdı. Çalan telefonumu elime aldığımda yine Kiraz sanmıştım ama değildi, ekranda gördüğüm 'Beren Akçal' yazısıyla duraksadım.
"Efendim?"
"Kan tahlillerin çıktı hastaneye gel."
"Yarın gelirim."
"Bugün gelmen gerekiyor seninle uğraşamam ben, hızlı ol."
Diyerek telefonu yüzüme kapattığında güldüm, siyah pantolon mavi kısa kollumla gayet iyiydim. Çantamı da alarak evden çıktığımda hastanenin uzak olması oflamama sebep olmuştu, sırf onlara yakın olmayayım diye ikisinin de çalıştığı yere ve bir zamanlar benimde olan eve uzak bir ev almışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünde'
ChickLitBen Balın Akçal, gökyüzüne olan tutkumun bir gün gerçekleşebileceğini kim hayal ederdi ki? Ben Balın Akçal, ailesiz olmayı dibine kadar hissetmiş olan kız, Ben Balın Akçal, nereden bilebilirdim garson olarak çalıştığım kafede sıcacık bir aileye sahi...