Balın Akçal'dan
Telefonuma gelen mesajla şaşırmıştım, Reha yazmıştı.
"Balın, bugün müsaitsen seninle konuşabilir miyiz?"
Onayladığımda gelip alacağını söylemişti, o sabah kahvaltıdan sonra dedem beni oradan aldırmıştı. Sonrasında ise Kiraz ve Nida ile telefon konuşması yapmıştık, Kiraz'ın bazı soruları fazlasıyla ima doluydu ama net bir cevap vermemiştim. Çünkü ne olduğunu bende bilmiyordum, kör değildim Kaan'ın fark ettirmeye çalıştıklarını fark etmiştim ama ne yapacağımı bilmiyordum.
O günün üzerinden 2 gün geçmişti, onlarla buluşmak dışında evden çıkmıyordum, kendimi yine çizimlerime adamıştım. Saate baktığımda hazırlanmaya başlamıştım, gün geçtikçe kanser kendini belli ediyordu. Onu unutmak gibi bir şansım olmuyordu, son günlerde şiddetli bir nefes darlığı çekiyordum ama dedem dahil kimse bilmiyordu.
Reha ile yola çıktığımızda beni buldukları tepeye götürmüştü, çimlere oturduğumuzda konuşmadı. Ben manzarayı izliyordum, "Balın, sana bir şey söylemek istiyorum." başımı onaylar anlamda salladım. "Beni babam aradı geçende, biliyorsun ondan senin hakkında bir şeyleri araştırmasını istemiştik." dediğinde tekrar başımı salladım ama tekrar manzaraya döndüm. "Diğerlerine söyledin mi?" Kanser olduğumu öğrendiğini anlamıştım.
"Söylemedim, Balın izin ver yardımcı olalım sana. Ben anlıyorum seni, bizden neden uzaklaştığını ama yapma bunu." Hafif esen rüzgarla saçlarım hareketlenmişti, dolan gözlerimi kapattım. "İstemiyorum Reha, yaşamak istemiyorum. Beni bu hayata bağlayan bir şey, bir kişi olsun istemiyorum. Sizi istemiyorum hayatımda, çok seviyorum ama istemiyorum. Arkamda bırakacak kimsem olsun istemiyorum." dediğimde ona bakmıyordum.
"Artık çok geç değil mi Balın?" Sinir bozukluğuyla gülerken başımla onayladım onu. "Çok geç... Kirazlar benimle yakın olmak istediğinde ilk defa hayatımın yoluna gireceğini hissettim. Sonra... babamın size geldiği gün Kaan yanıma geldi o gün onun yanında bayıldım, bende bilmiyordum ki kanser olduğumu." Gözlerimden akan yaşları silmiyordum.
"Bilsem yanınıza yaklaşmazdım o günden beri, o günden beri bir çok şey düşündüm. Hiçbir şey bulamadım Reha, olmadı yapamadım." Ağlamam artmasın diye çenemi sıkıyordum. "Bunu bize neden söylemedin Balın?" Ona döndüm, gözleri dolmuştu ama ağlamıyordu. "1 hafta yanınızda yoktum gidecektim sizden, ne bileyim daha kolay olur sandım ama olmadı. Bir saniye bile aklımdan çıkmadınız Reha. Ben..." Nefesim daralırken konuşmaya ara verdim, nefeslerimi düzenlemeye çalıştım.
"Balın, iyi misin?" Başımı salladım, yavaş yavaş konuşmaya devam ettim. "Oluyor böyle sorun yok. Ben pişman oldum bunu yaptığıma o gün buraya gelip çizim yapmak istedim sonra siz geldiniz, Kaan..." Yutkunurken devam etmedim ama benim yerime devam etti. "Kaan o gün senin elinden tuttu kaldırdı?" Başımı onaylar anlamda salladım.
"Bak Balın bunu söylemek bana düşer mi, farkında mısın bilmiyorum ama Kaan seni seviyor." Gözlerimi yumdum, "Sevmesin Reha... Sevmesin beni, unutsun beni. Benim ne zaman öleceğim belli değilken, 1 saniye sonra belli değilken sevmesin beni." Ona döndüğümde çenesi kasılmıştı, "Ona ümit veriyorsun, umut veriyorsun Balın. Bunu yapma, bunu yaparsan kahrolur o."
Acı dolu bir tebessüm ettim, "Elimde değil, ondan uzaklaşmak istiyorum ama yapamıyorum Reha anlıyor musun? Yapamıyorum çünkü bende seviyorum. Bu 1 hafta bana en çok onu anlattı, anlıyor musun? Yapamıyorum onsuz, yapamıyorum..." dediğimde beni kendine çekmiş sarılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökyüzünde'
ChickLitBen Balın Akçal, gökyüzüne olan tutkumun bir gün gerçekleşebileceğini kim hayal ederdi ki? Ben Balın Akçal, ailesiz olmayı dibine kadar hissetmiş olan kız, Ben Balın Akçal, nereden bilebilirdim garson olarak çalıştığım kafede sıcacık bir aileye sahi...