Burak ve stresli dakikalardan ardindan yatağıma uzanıp kendim ile konuşma seansına geçmek kesilmekten kurtulan kurbanlık kuzu rahatlaması vermişti bedenime vücuduma
"MANDA YUNA YAPMIŞ SÖĞÜT DALINA AMAM AMAAAAN"
Sefa'nın sesi bu rahatın ebesini sikene kadar tabi.
"Sefa ses tellerini habeş maymunları siksin kardeşim"
"Deme öyle aşkım deme öyle"
"Tamam askim demem askim"
"Mete"
"Efendim"
"Bu Burak hisslerin nasıl?"
"Sefa"
"Hiç Sefa deme Mete neler çektiğini bir ben birde hüsnü biliyo"
"Ona karşı bir hissim yok, kalmadı sadace arkadaşım öyle görüyorum tamam aklım karışıyo kalbim tuhaflaşıyo canım acıyo ama iyiyim sanırım"
Gözlerimden süzülen yaşlar neden dökülüyordu pınarlarından aşık değilim eminim ama neden acıtıyo canımı
"Metem"
Sefa'nın şefkat dolu sesi ile saçımı okşaması ile artan ağlamam ona sokulmama neden oldu. Sefa da olmasa dipsiz kuyunun dibinde ki taşım ben.