Eve girdiğimiz anda üstümüze doğru koşan uğur böceği ile karşılaştım. Hani şu kara kedi ile olan uğur böceği ama biraz mini versiyonu.
"DAYIIIIII"
Dağra'nın(ona böyle dediğimi duymasın aramızda sır) boynuna atlatan uğur böceği ile yüzümü hafif bir tebessüm işgal etti. Çocukları severdim hemde çok onlar saf ve temizdi bizim aksimize.
"Dayısının meleği"
"Çok özledim seni"
"Bende seni özledim"
Dağra kucağındaki sevimli kaniş ile yürümeye başladı bende onu takip ettim ve gri ve siyah tonlarin hakim olduğu salona girdik.
Dağra'nın kucağından inen küçük benim yanima doğru adımladı ve dayısına dönüp benim duyamayacağımı düşündüğü bi tonda fısıldadı.
"Bu güzel abi kim?"
Dağra hafifçe gülümseyip gözlerime baktı tıpkı küçük gibi fısıldayarak cevap verdi ama bu sefer benim duyamayacağım bi tonda.
"Gerçekten mi?"
Hafif bi kafa sallama ile küçüğün sorusunu onayladı ne dedi bilmiyorum ama umarım iyi birşeydir yoksa ben bunu sikerim.
"Merhaba ben Aden. Tanıştığıma memnun oldum umarım beni seversin çünkü dayım sana aşıkmış ve seninle iyi anlaşmam gerekiyo dayımın aşık olduğuna bende aşık olurum"
Ben bu patronu sikmez miyim