---♡---Yağmurun sakındığı ruhumun kuru topraklarında
Umutsuzluğun tükettiği duygularımın çürük meyvelerini topluyorum şimdi
Hepsi biraz yabani, biraz acı
Kırmızı renginin her tonunu gördüğüm gözlerim,
Kül gibi solmuş tenimde buldum seni
Bende bıraktıkların bi o kadar acımasız,
Bi o kadar değerliDerin bir nefes al.
Yaşadığını hatırla.
Yaşadığın her saniye onu görmek istediğini unutma.
Göremediğin dakikalar için ağlama.
Bazen kalp de dinlenmek ister. Sakinleşmek, uysallaşmak ister. Ritmini değiştirmek istemez mesela, hızlı attıkça ömrü biraz daha tükenir sanki. Bazen kalp de yorulur. Çünkü sevmek en çok onun işidir. Sevgi en çok kalpte hissedilir.
Eşyalarımı toplarken gözüm sınıfın camına takılmıştı. Dışarıda başlayan yaz yağmuru her saniye etkisini artırırken kitaplarımı ve şiir defterimi ıslanmasın diye en arka kısma yerleştirmiştim. Ders bitiminde acelesiz şekilde herkesin çıkmasını beklediğimde içimdeki sıkıntı kalbime dokunmuştu. Elimi kalbimin üzerine götürdüm, en çok da burası acıyordu.
Ahi. Yüzüne bakmak için saatlerimi feda edebileceğim, tesadüf eseri bir bakışın kölesi olacağım adamı şimdi günlerdir görmüyordum. Kafede yaralarımın üzerine dokunan parmaklarının hissi hala tazeyken aramıza çokça zaman girmişti. Sebebini bilmiyordum, kafeye gelmiyordu onun yerine yabancı biri bakıyordu. Dershanede de yoktu. Bir daha görememe korkusu içimi buz kesecek kadar keskinken yapabildiğim tek şey umutsuzca gelmesini beklemekti.
Damarlarımda sadece özlem akıyordu.
Özlemek de güzeldi. Size ait olanı özlemek en özeliydi.
Peki o, bana mı aitti?
Hayır.
Bakışlarına bile sahip olmadığım adamın ruhunu kendime ait kılamazdım. Bu kadar bencillik onu içinde sakladığım kalbime yakışmazdı.
Kulaklığımı taktığımda dışarıya çıkmıştım. Yağmur hızlandığı için kenara çekilip hafiflemesini beklemeye koyuldum. Şiir defterimin ıslanmasını istemiyordum. İçine dize dize işlediğim duygularım, yağmur damlaları ile yok olmamalıydı.
Sena Şener.
Müziklerinde ruhunu gezdirdiğine inandığım bu mükemmel kadının her şarkısına aşıktım. Onun şarkılarını dinlerken Ahi ile kendime ait dünyamda en mutlu insan bizdik. En sevdiğim şarkılarından birini açtım ve gözlerimi kapattım.
Yağmur yağıyordu yine. Düz, yeşillikler içinde ovadaydık. Ahi karşımdaydı. Elleri ellerimde, gözleri gözlerimde. Dans etmeye başladığımızda başını boynuma yaslıyordu ve ben yağmurdan ıslanan saçlarına dokunuyordum. Boynuma küçücük, narin bir öpücük konduruyordu. Beni sevdiğini söylüyordu. Yağmur hazırlanıyordu. Kalbim bu mutluluğa dayanamadığında ise hayal dünyamdan uyanıyordum.
Sol tarafımda hissettiğim hareketlilik ile gözlerimi açtığımda hiç beklemediğim şekilde onu görmüştüm. Renkli, parlak gözlerini bu kadar özlemişken şimdi hemen baş ucumda olması kalbimi ağzıma getirmişti. Uzun boyu ile kolu hafifçe koluma değerken yarım gülüşüyle gözlerime bakıyordu. Günlerin verdiği özlemin bir anda böyle son bulması hem muhteşem hem de dehşet vericiydi. Ona karşı çok mahcup hissediyordum.
"Ne dinliyorsun?" Gözleri ile kulağımdaki kulaklığı işaret etti.
"Hı?" Ağzımdan belli belirsiz çıkan ses ile ona karşılık verdiğimde titreyen ellerimi birbirine kenetledim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seviyorsan Fısılda
Dla nastolatków❧ çünkü o şiirlerin içindeki sevgiliydi aşkı hak edenlere ithaf edilmiştir