0.2

12 3 4
                                    




Medya " Elyas & Taha - İncinmesin Kanatların

Bölümü atıp kaçıyorum iyi okumalarr^

***

"Nisan."

Bana seslenildiğini duyduğumda göz kapaklarımı açmak için kendimi zorladım. Ben bu çaba içindeyken adımı bir kez daha duydum.

"Nisan."

"Efendim." dedim kiminle konuştuğumu bilmeden.

"Niye hâlâ buradasın?" dedi karşıdaki ses.

"Neredeyim?" dedim ve uzun uğraşlar sonucu gözlerimi hafif de olsa araladım.

Gördüğüm yüzün direkt Koray'ınki olmasıyla beraber gözlerimi biraz daha açıp başımı sıradan kaldırdım.

Gözlerim tamamen açıldığında sınıfta olduğumu ve bizden başka kimsenin olmadığını fark ettim.

"Niye buradayım?" dedim bakışlarımı Koray'a çevirip.

"Ben de onu soruyorum. Niye buradasın?"

"Bilmiyorum. Sen niye buradasın?"

Konuşmanın ne kadar saçma ilerlediğini ikimiz de fark etmiş olacağız ki sonunda düzgün bir cevap verdi.

"Spor salonundaydım. Çantam burada kalmış onu almaya gelmiştim."

"Saat kaç?"

"Altı buçuk falan herhalde." dediğinde gözlerim irileşti.

"Dalga geçiyorsun." dedim ve yanımdaki çantamın ön gözünden telefonumu çıkardım. Ekranı açtığım gibi gerçek tokat gibi yüzüme çarptı.

Saat 18.36'ydı!

18.36

Başımı sıraya koyup ağlamaklı bir sesle konuştum.

"Bu saatle aram hiçbir zaman iyi olmayacak."

Koray halime gülümserken aklına bir şey gelmiş gibi gülümsemesini durdurup kaşlarını çattı.

"Ben çıkarken sizin gruptakiler sınıftaydı. Neden uyandırmamışlar ki?"

Haklıydı. Beni niye kimse uyandırmamıştı?

"Doğru lan. Unutulacak adam mıyım ben? Bekle."

Telefonumu alıp son arananlardan en üstte olan Damla'ya tıkladım ve telefonu kulağıma koydum. İkinci çalışta Damla'nın sesini duydum.

"Efendim güzelim?"

"Güzelim ayaklarına yatma. Beni okulda bir başıma bıraktınız. Hiç mi acımanız yok?"

"Ayy, sen hâlâ okulda mısın? Aras'la uyandırmaya çalıştık ama birazdan kalkıp kendin gideceğini ve seni rahat bırakmamızı söyleyince pek üzerine gitmedik."

Hatırlamıyordum. Eğer öyleyse içimden onlara boş yere sövmüştüm.

"Hatırlamıyorum. Aras yanında mı?"

"Evet, hoparlörde."

"Naber balım? İyi uyudun mu bari?" Aras'ın sesini duymamla kaşlarımı çattım.

"Uyudum Aras, sağ ol. Sayenizde çok güzel uyudum. Hadi çıkışı anladım, öğlen niye uyandırmadınız? Kısa film ekibi," dedim ve aklıma gelen şeyle sözümü yarıda kestim. "Dur. Dur, dur, dur son gündü bugün. Yetişmedi değil mi? Günü zaten uzatmıştık daha fazla uzata-"

"Sakin ol. Hallettik biz. Bugün senin yerine idare edebileceğimizi söylemiştik. Ufak tefek editler kaldı onu da Caner halledip yollayacak. Muhtemelen bilgisayar sınıfında bununla uğraşıyordur." diyen Damla'nın sesiyle içim rahatlamıştı. Onun sözü biter bitmez araya Aras girdi.

SeninleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin