0.5

4 1 0
                                    


Medya " Kaan Boşnak - Benimle Kayboldun

***

Sırasına başını koymuş dersin bitmesini bekleyen Koray'a oradan saate kaydı gözlerim. Saate göre dersin bitmesine beş dakika vardı ama saatimiz beş dakika geri olduğu için biraz sonra zil çalardı.

Zilin sesi kulaklarımıza dolduğunda "Bu konuyla alâkalı kompozisyon yazıp geliyorsunuz yarın." dedi edebiyat hocamız ve sınıftan çıktı.

Sıramdan kalkıp elimdeki gözlükle Koray'ın sırasına gittim. Gözlüğü, başını sıraya koyduğu için zor da olsa gözüne taktığımda birden uyanıp kolumu çevirdi ve beni kendine doğru çekti.

Dengemi kaybedip düşmemiştim ama biraz daha tutmaya devam ederse kolum kopacakmış gibi hissediyordum. Beni fark ettiği gibi elini kolumdan çekti ve gözündeki gözlüğü çıkarttı.

Ben kolumu ovuştururken "Nisan?" dedi soru sorar gibi.

"Nisan evet Nisan. Düşmanın ya da öldürmek için zaman kolladığın biri değil. Ne biçim sıkıyorsun ya kolumu?"

Kolumu tutarak parmaklarının izinin çıktığı yere bakarken "Özür dilerim. Alışkanlık." dedi.

"Böyle alışkanlık mı olur?" dediğimde sesim öncekine göre fazlasıyla yumuşak çıkmıştı.

Cevap vermeden ayağa kalktı ve nazikçe kolumu tutup kızarık yere baktı. O kızarıklığa bakarken ben de yüzünü hiç olmadığım kadar yakından inceliyordum.

Uzun kirpikleri, kumral saçları, kehribar renkli gözleri ve keskin yüz hatlarıyla fazlasıyla çekici görünüyordu.

"Gözlerin güzelmiş."

Söylediğim şeyi kulaklarımla duyduğumda bana dönen bakışlarıyla beraber yüzümün kızarmış olmaması için bildiğim tüm duaları okuyordum.

Duyduğum en etkileyici ses tonuyla "Sen daha güzelsin." dediğine yutkundum.

Kendine gel Nisan komutu beynimde yankılanırken kolumu yavaşça ellerinden kurtarıp geriye doğru adımladım ve kendimi ondan biraz uzaklaştırdım.

"Ben... Gözlüğünü kaç gündür unutuyorum onu getirmiştim." Başını olumlu anlamında salladı.

"Teşekkür ederim." dedim sırasına geçerken.

"Rica ederim. O gün de teşekkür etmiştin. Nedeni neydi?"

Gözlerimi kaçırdım ve cevap verdim.

"Hatırlamıyorum. Muhtemelen gözlük içindir." dediğimde çok net hatırlıyordum.

Gözlerine bakmamak için ekstra bir çaba sarf ederken "O zaman, görüşürüz?" dedim.

"Görüşürüz."

Sınıftan kaçar gibi çıktığımda karşıma çıkan Çağan ve bana gülümseyen yüzünü görmemle gülümsedim.

"Nasılsın fıstığım?" dedi ve kolunu omzuma attı.

"İyiyim Çağan sen?" dedim ve koridorda yürümeye başladık.

"İyiyim ben de. Halam nasıl?"

"O da iyi. Sadece çok çalışıyor."

Çağan kuzenimdi ve annemin beni bu okula güvenerek yollamasındaki bir neden de Çağan'dı. Onu tanıdığımdan beri bana abimin yokluğunu aratmamaya çalışmış, hep destek olmuştu.

"Olur öyle. Sana bakmak kolay olmasa gerek." dedi ve burnuma bir fiske vurdu. Dediğine gülüp okul binasından çıktığımızda bankların birine oturduk.

SeninleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin