Medya " Cem Adrian & Mark Eliyahu - Kül***
Yorganını göğüslerine kadar çekmiş kapının ardındaki karanlığa bakıyordu. Korkuyordu ve sığınabileceği tek şey onu korumasını ümit ederek üzerine örttüğü yorganıydı.
Bu gece de gelir miydi? Bu gece de onlara bir kez daha cehennemi yaşatır mıydı?
Karanlıkla bakışmasını sürdürürken annesinin hıçkırıklarını duydu. Ağlıyordu.
Yine ağlıyordu.
Göz yaşları hiç mi bitmezdi? Ağlamak hiçbir zaman mı fayda vermezdi?
Bu sorular kafasında dönerken bacaklarını zorlukla kıpırdattı.
Yorganı üzerinden atıp ayağa kalkmak, koşarak yanına gitmek, kollarını muhtaç olduğu annesine sarıp onunla beraber ağlamak istiyordu. Ama değil yanına gitmek, yorganını üzerinden çekecek gücü bile kollarında bulamadı. Kendinde bulamadı.
Güçsüzlüğün, bedenini tıpkı yorganı gibi sarmasına izin verdi. Vermemesi gerekiyordu. Güçlü olması gerekiyordu. O güçlü olmayacaksa kim olacaktı?
Saatlerce ardına kadar açık olan kapıdan gözlerinin alıştığı karanlığa bakıp arka fon müziği gibi annesinin ağlamasını dinledi, yerinden kımıldayamadı.
O sırada dış kapının açılma sesiyle annesinin ağlaması ve hıçkırıkları aniden durdu.
Gelmişti. Buradaydı ve korku küçük kızı etkisi altına alırken yorganını bu sefer yüzüne doğru çekti. Onu koruyacağına inanıyordu. Onu koruyacağına inandığı başka bir şey yoktu.
Kapı çok geçmeden kapandığında merdivenden çıkma sesleri kulaklarına doldu. Yavaş yavaş çıkıyordu. Yapabilse koşar adımlarla yanlarına ulaşacaktı.
Ama fazlasıyla sarhoştu. Her zamanki gibi tüm gece içmişti.
Aklındakileri yapmak için nasıl can attığını tahmin edebiliyordu küçük kız.
Adam, son basamağa geldiğinde anahtara basıp koridorun ışığının yanmasını sağladı. Işık kızın gözlerini acıtırken bedeninin tamamını yorganının altına aldı.
Gözleri açık bir şekilde olacakları bekliyordu.
Adım sesleri kızı ürkütürken adamın ağzından dökülen iğrenç kahkahasıyla bacaklarını yorganın altından biraz daha kendine çekti.
"Ben geldim!" diye bağırdı adam, gür sesiyle. Sesi günler sonra bir kez daha kulaklarına doldu kızın.
Birkaç saniye durup sarhoşluğun verdiği etkiyle konuşmasına devam etti.
"Bensiz uyuyor olamazsınız değil mi? Hadi ama, bu gece beraber uyuyalım. Ne dersin güzel kızım? Babacığınla uyumak istersin, değil mi?"
Sözün alıcısı oydu. Kız huzursuzca yerinde kıpırdanırken adım sesleri yaklaşıyordu. Kızın kalbi neredeyse ağzında atıyordu. Sessizlik evi hakimiyeti altına almışken birazdan hakimiyetin kime geçeceğini ise evdeki herkes biliyordu.
Adım sesleri yaklaştıkça küçük kız kalp krizinden öleceğini sandı. İstedi. Ama istediği olmadı. Hala adım seslerini duyduğuna göre yaşıyordu.
En sonunda adımları durduğunda kalbi durmuş gibi hissetti kız. Usul usul odasının kapısına üç kere vuruldu.
Birkaç saniyelik beklemenin sonunda adım sesleriyle hiçbir zaman duymamayı dilediği adamın sesi karıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seninle
ChickLit*** "Bak." dedi elimi, beklediğimden çok daha hızlı atan kalbine koyarak. "Bak, bana ne yaptığına bak. Seni her gördüğümde özgürlüğünü ilan etmek istermişçesine çarpan kalbime bak, hisset." "Ben böyle hissederken," Elini onunkinden farksız bir hızla...