10-Geçmişin yıpranmış sayfaları 🍀

47 25 46
                                    

Herkez tabağın daki etleri bitirince Polat söze başladı.
Bu sefer ikimiz de ona dikat kesilmiş dik.

"Evet deneylere devam etmeniz için çok güzel bir laboratuar mevcut eski yerden daha iyi deneylerinize devam edebilirsiniz "

Umut boğazını temizleyip söze başladı.

"Peki devam etmek istemiyorsak?"

"Bir anlaşma yaptığımızı düşünüyordum.
Öğle değil mi Almenda?"

"Evet bir anlaşma yaptık fakat bundan Umut'un size söylediğim gibi pek haberi yoktu"

Konuşmayı daha fazla sürdür sek küçük çaplı da olsa bir tartışma çıka bilir di.
Sandalyeyi geriye doğru ittirildim ayağa kalktım.

"Polat bey lavabotuvar'ı göre bilir miyiz?"

Yüzüm de sahte bir tebessüm vardı.

Ayağa kalkarak ola bildiğin ce takım elbisesini düzenledi.
Bakışlarım Umut'a çevrilince o da sandalye den ayrıl dı.
Polat yolu tarif etmek için bir kaç adım önümüz de durdu.

🍀🍀🍀🍀

Lavabotuvar'a geldiğimiz de üniversite nin lavabotuvar'ına göre şık dı.
Denek hayvanları cam kapsüller de idi.
Bir deney için gerek li olacak tüm malzemeler mevcut du.
Lavabotuvar'ı bir süre inceledik den sonra adamlar eşliğinde camlı odaya götürül'dük.
Odaya karlos için bir yatak bırakılmış dı.
Galiba bu kabul ettiğimiz için bir ödül veya başka bir şey di.
Her zaman ki gibi koltuğa oturup düşünmeye başladım.

🍀🍀🍀🍀

"Almenda"

Hep diyaloğu Umut başlatır dı.
Boş boş düşünür ken bir den Almenda der di.
Başımı Umut'a doğru çevir dim.
Söze başladı.

"Senin hiç ailen oldu mu?"

"Bilmem belki de aile sandığım yer de sadece aile olduğumuza inanarak yaşadım"

" O zaman benim hiç olmadı yani ailem"

Cebinden bir cüzdan çıkardı
Elinde vesikalık çekilmiş küçük bir fotoğraf vardı.
Fotoğraf da çok güzel gülen sarışın bir kadın vardı.
Bilmem belki de fotoğraf sarar'dığı için bana öyle gelmiş di.

"Annen mi?"

"Hayır ablam"

"Ablan mı?"

Fotoğrafı tekrar cüzdanına koyarken cevap verdi.

"Neden olamaz mı?"

"Yo hayır ondan değil sadece şaşırdım.
Şuan nerede biliyormusun?"

Zırvalamamı uzatmamak için soru ile sonlandırmak istemiş dim.

"Hayır aslında lanet olası insan demeye dilim varmayan varlık neredeyse orada dır muhtamel'en .
Cenneti hak eden güzel meleğim onun yanın da olmamalı idi"

"Ona ne oldu?

"O baba dediğim varlık hayatımızı alt üst edip giderken onu da peşin den sürükledi"

"Annen ve sen?"

"Zaten ablamı annem acı çeksin diğe yanın da götürdü.Fakat ablamın yokluğu umrunda olan tek kişi bendim.Ablam ben 13-14 yaşlarına gelince bana mektup göndermeye başladı son mektubun da ise bu fotoğrafı verdi.
Sonrası yok"

Ablası ölmüşmüydü?
Neden cenneti halediyor demiş di ki?

"Ablan hayatını mı kaybetti?"

"Hayır tabi yaşamak sayılır sa"

"O zaman neden cenneti hak etmiş di dedin?"

"O lanet olası adamın yanı cehennem zaten konumu ne fark eder?"

Vericek cevap bulamadım.
Umut'un geçmişinin sayfaları için de daha fazla gezinip onu yıpratmak istemiyor dum.

"Sen"

Sen sadece sen demiş di ne söylemek istediğini anlamak için gözlerine baktım.

"Senin ailen?"

Benim ailem mi? Benim ailem sadece Karlos du sahi Aile kavramı ne idi?
Bir çatı altın da toplanmış insan topluluğu muydu?
Yoksa kendini oraya ait hisetiğin ortam mı?

"Benim ailem sadece Karlos"

"Geçmişin de olamdımı?"

"Hayır yani ben çok küçük iken vefat etmişler"

"Bu kadar mı?"

"Evet yurda büyüdüm 17yaşın da üniversite sınavına girdim sonra iş,kendi hayatım,ev ve Karlos bu kadar"

"Geçmişin sayfaları keşke bir çırpı da yırtıp ata bilsek"

"Yırt san da izi kalır o sayfayı her çevirdiğinde belli eder kendini"

"O zaman defter den kurtulmak gerek"

Bir kaç şey konuşarak zaten azalan zamanımızı daha da kulandık.
Hissediyordum derinlikler de saatin azalan zamanımızı belirtmek ister gibi gelen tıkırtı seslerini duyuyor dum.

🍀🍀🍀🍀

Paltılon'umun arka cebin den bir fotoğrafımı çıkarıp Umut'a verdim.

"Bir gün bura dan bu dünya dan kurtulur'san yol arkadaşın Almenda yı unutma"

Umut verdiğim fotoğrafı bir süre inceleyip arka cebin den çıkardığı cüzdana yerleştir di.
Cüzdanının başka bir cebinden o da bir fotoğraf çıkarıp bana uzattı.
Fotoğrafı aldım Umut'un fotoğrafı idi.
Fotoğraf yıpranmasına rağmen yüzü net di.
Yağmurun onu ne kadar yıprattığı fotoğrafına bakınca daha iyi anlaşılıyor du.

"Sen'de yeni bir hayat kurarsan ya da kura bilirsen yol arkadaşın Umut u unutma"

"Ya yeni bir hayat kuramaz sam"

"Merak etme o zaman her gün mezarını ziyarete gelirim"

Söylediği şeyler kırıcı değil komik di.
Sesiz ce kahkaha attım.

"Güzel o zaman en azın dan mezarımı ziyaret edicek sin"

"Tabiki de yol arkadaşımı mezar da yanlız bırakamam"

🍀🍀🍀🍀

🍀Merhaba canlar öncelikle nasılsınız?

🍀Aslın da bölüm geç geldi ama uzun bir bölüm dü fakat şu var ki bölümü yazarken yazıp yazıp sildiğim den dolayı bölüm sonlara doğru konu dan sapmaya başlamış dı bundan dolayı hepsini silip kısa da olsa yeni bir bölüm yazdım.

🍀 Öpüldünüz canlar.

🍀Oy vermeyi
🍀Yorum yapmayı
🍀Takip etmeyi unutmayın

🍀Sonraki bölüm de görüşürüz 🍀

Son Kod KarlosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin