11-Plan🍀

42 23 67
                                    

"Tamam mezarımın üzerine bir kaç tane lavanta da bırak"

Düşünceler den sıyrılmak için zırvaladığımız bir kaç basit kelime belki de birimiz de derin yaralar açmış dı. Kim bilir?
Çoktan yaslan'dığım duvar da uyuya kalmış dım.

🍀🍀🍀🍀

Uykum dan odaya yüksek sesle ve elin de silahla dalan adam uyandırmış dı.
Elin deki silah ile kapıyı işaret etti.

"Lavabotuvar'a"

Ben doğrul'maya çalışırken Umut çok dan ayak da dikilmiş di.
Adam silahı üzerimize doğrultarak yön verdi.

"Bir de daha iyi bir hayat sunacak mış"

Adam konuşmam dan rahatsız olacak ki silahın namlusu ile omuzum dan ittirdi.

"Konuşmayı kes"

Dün bir yemeğe davet edilmiş iken şimdi neden bu kadar sert çıkışıyorlar dı?
Ya da Polat'ın üzerimiz de uygulayacağı düşünceler şimdi mi başlıyor du?

🍀🍀🍀🍀

Lavabotuvar'a girdiğimiz de Umut hala gözlerini ovuşturuyor'du.
Fakat burada da Lavabotuvar'ın dört bir yanı güvenlik kameraları ile çevrili idi.
Bir kaç saniye durmamıza bile izin yok du.
Deneyin sonucun da ki ilaca belki de Polat hemen en kısa zaman da ulaşmak istiyor du.
İstediği şeyi ona vermiyecek dim.

🍀🍀🍀🍀

Umut'a yaklaşıp fısıltı halin de bir soru sordum.

"Kameralar ses kaydediyor mu?"

"Bilmiyorum bun dan her şeyi beklerim"

Deneylere tüm hızı ile devam ediyor muş gibi gözüküyor dum.
Umut ise neredeyse hiç olmayan bilgisi ile bir şeyler yapmaya çalışıyor du.
Ona istediği şeyi vermek gibi bir niyetim yok du.
Bunu Umut'a da açıklamam gerek di ama nasıl?

🍀🍀🍀🍀

Uzun bir saatin ardın dan.
Kapı da bekleyen adam lavabotuvar'a girerek silahlar eşliğinde tekrar cam dan odaya döndük.
Umut'a sarılıyor gibi yapıp kulağıma bir kaç şey fısılda mak için belki de şansım ola bilir.
Tabi Umut rahat durur sa tek hamle de açıklıya bilir dim.
Adam namlu ile odaya ittirdi.

"Namluyu dayıyor'sun sık bari"

"Merak etme onun da zamanı gelicek"

Adama yüzümü döndüm.

"Tabi zamanlar şaşıp benden önce seni siler'se bilemem"

Namlu ile vurmaya kalktı.
Geriye doğru bir kaç adım attım.

"Sakin ol patron"

Ellerimi teslim oluyor muş gibi havaya kaldırdım.
Umut'un sinirli sesi tam olarak ardımda belirdi.

"Bir kez daha vurmaya kalkarsan o namlu ile hayal edemiyeceğin şeyler yaparım"

Adam Umut'a tehditler savurma ya başladı.
İşte şimdi tam sırası idi birden Umut'a sarıldım.
Umut onu engelemek için sarıldığ'ımı düşündü muhtemelen. Belki de sinir den sarıldığ'ımı bile fark etmemiş dir.
Kargaşanın arasın da Umut'un kulağına fısıldamaya çalıştım.

"Umut dur artık bir şeyler söylemem gerek"

Umut aynı cümleyi bir kaç kez tekrarla dığım da az da olsa yavaşladı.

"Tamam sarıl"

"Almenda ne anlatmaya çalışıyorsun?"

Sesin de hala öfke vardı.

"Umut bir pilan anlatmam gerek sarıl sadece iki dakika lütfen"

Adam elindeki silahı bir o yana bir bu yana savurarak tehditler savurma ya devam ediyor du.
Umut sarılarak ellerini sırtım da birleştirdi.
Beni daha iyi anlamak adına kafasını boynuma gömdü.
Adam bir anlık ruh değişimin den olacak ki bir kaç küfür savurup kapıyı kapadı.

🍀🍀🍀🍀

Polat'ın sesleri duya bilme olasılığın dan dolayı ola bildiğin ce kısık sesle anlatmaya başladım.

"Deneyler yaparken bilerek yanlış yap ya da bir şeyler yapmaya çalışıyormuş gibi davran"

"Neden?"

"Çünkü ona istediği şeyi vermek gibi bir niyetim yok"

"Anladım"

Uzun süre dir sarılamamış dım.
Sarılmak kim olursa olsun içiniz de minik bir kelebek hissi yaratıyor insana güven hissi veriyor du.
Kim bilir? Belki de uzun süre sonra sarıldığım için dir.
Konuyu anlatınca kolları çözmenin zamanı da gelmiş di.
Umut'un boyu benden bir kaç santim uzun du.
Belki oturur pozisyonda olsak omzuna yaslanıp rahat ca her şeyi anlata bilsem.
Bunca zaman taşı dığım yükler bir çırpı da basit bir duman gibi uçup gider di.

🍀🍀🍀🍀

Umut'un sırtın da birleştir diğim ellerimi çözdüm.
Saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırdım.

"Kusura bakma yapmam gerek ti "

Umut geriye doğru divana adımlar atarken cevapla dı.

"Bence o kadar da kötü değil di"

Bir kaç adım sonu kendini divana bıraktı.
Bende divana oturmak için hamle yapacağım sıra da daha önce görmediğim bir adam kapıyı arala dı.

"Patronun yanına çıkman gerek"

Polat yine saçma soru yağmuruna tutacak dı.
Yerim den doğrulup kapının bir kaç adım dışına çıktım.
Adamlar dan birisinin kafama silah dayayıp odaya götürmesini bekledim.

"Hadi ama hanginiz kafama namluyu dayayıp oda ya götürecek?"

Polat'ın odasına çıkmamı söyleyen adam cevapladı.

"Tek başına patronun yanına çıkman gerek"

"Kaça bilirim falan"

Daha fazla soru ya gerek yok du.
Merdivenlere yönelip Polat'ın odasına yöneldim.
Yanlız olmanın rahatlığı ile çevreyi inceleme fırsatım olmuş du.
Duvarlar genellikle dünya liderlerinin tabloları ile kaplanmış dı.

🍀🍀🍀🍀

Polat'ın kapısını tıklatıp içeriye girdim.
Koltuklar dan birisine rahatlık la kurul dum.

"Neden tek gönderdin?"

Bu sefer soruları ben soracak dım.

"Tek dereken hani bir adam,kafam da namlu,hakaret falan bilirsin ya "

"Basit bir güven testi geçtin galiba"

"Aslın da geçmedim sadece kaçacak bir yerim yok du"

"Ben geçtin olarak kabul ediyorum"

"Sıradaki sorum"

"Tabi"

"Senin kameralar ses kaydediyor mu?"

"Neden basit pilanlarınmı var?"

"Hayır senin hakın da ettiğim iğrenç küfürleri duymaman iyi olur"

"Tabi duyar sam sonuçları fena olur da"

"Ne gibi "

Cevabını bekliyor gibi dinlemeye başladım.

"Konumuz bu değil önemli kişiler geliyor.
Yemek düzenleyip konuşmamız gerek"

"Konuşun o zaman"

🍀🍀🍀🍀

🍀 Merhaba canlar öncelikle nasılsınız?

🍀Yeni bölüm geldi biliyorum bu kadar erken bölüm atmak bana göre değil.Şaşırtım sizi.
Aslın da bu bölüm daha uzun du fakat iki bölüme ayır dım.
Çünkü:bölüm çok uzun olursa sıkıla bilirdiniz ve kitabı da çok az bölüm de bitirmek istemedim.
🍀 Öpüldünüz canlar

🍀Oy vermeyi
🍀 Yorum yapmayı
🍀 Takip etmeyi unutmayın

🍀Sonraki bölüm de görüşürüz 🍀

Son Kod KarlosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin