Seni Özledim...

126 12 4
                                        

Marinette'in yanakları kızarmaya başladı. Onunla zaman geçirmek istiyordu. "B-ben... çok yorgunum, özür dilerim...". Neden bunu söylemişti ki?! Adrien'ın yüzü hayal kırıklığıyla kaplandı. "En azından seni kaldığın yere kadar bırakabilirim, değil mi?" diye teklif etti Adrien. Marinette yavaşça başını yukarı aşağıya sallayarak teklifi onayladı.

Kapıdan beraber çıktılar. Hava yağmurluydu. Marinette düşündü; sanki her şey onun aleyhine gibiydi. Duygularına kapılmak istemiyordu. Ama kendine hakim olamıyordu. Tek düşünebildi o gündü... ve birlikte geçirdikleri diğer bütün günler...

Adrien hemen önlerinde duran arabanın kapısını açtı ve Marinette'in binmesi için bekledi. Bu çocuk gerçekten de bir harikaydı. İkisi de arabaya bindikten sonra Adrien Marinette'e nerede kaldığını sordu. Marinette otelin adını ve adresini ona söyledi. Yaklaşık 10 dakikalık sürüş boyunca hiç konuşmadılar.

Vardıklarında Adrien da Marinette'e eşlik etmek için arabadan indi ve otele girdiler. Tam vedalaşacakken, Marinette anahtarının olmadığını fark etti. Hemen Alya'ya aradı, ama telefonu kapalıydı. Resepsiyondaki görevliden yardım istedi ama oda Alya'nın adına ayırtılmıştı ve Alya'ya ulaşamadıkları için, yardımcı olamayacağını söyledi.

Marinette gergindi, "Sorun değil, sadece yeni bir oda ayırtacağım ve-", Adrien onun sözünü kesti "Ya da benim evime gelebilirsin. Buraya çok yakın ve aynı zamanda bir gece için yeni bir oda ayırtmana gerek kalmaz.". Marinette şaşırmıştı, bu teklifi beklemiyordu. Yanında çok parası yoktu, o yüzden kabul etmek en iyi seçenek gibi görünüyordu. "S-senin için torun-YANİ sorun olmayacaksa..." dedi Marinette kekeleyerek. "Merak etme Mari. Sen benim için önemlisin.". Artık midesindeki kelebekleri net bir şekilde hissediyordu.

Adrien, centilmence Marinette'in elini tuttu ve dışarı çıktılar. 5 dakika sonunda Adrien'ın evine varmışlardı. Evde tanıdık bir şey vardı, fotoğraflar! Marinette Alya'nın, Nino'nun ve kendisinin fotoğraflarıyla dolu olan panoyu görünce duygulandı. Adrien onları unutmamıştı, nasıl böyle bir şey düşünebilirdi?

"Keyfine bak Mari, evinde gibi hisset." dedi Adrien'ın yumuşak sesi...karşısında adeta bir domatese dönüşmüş olan Marinette'in kıvranışını farketmemişti. "Adrien ben..." işte doğru an buydu. Ona gerçeği söylemesi için, aşkını itiraf etmesi için bundan daha iyi bir an olamazdı. Ama bunun yerine sadece ona sıkıca sarıldı. "Seni özledim Adrien..."

The CompanyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin