17

3.6K 159 31
                                    

Selam.

Bu bolumu Esin'imden aldigim ilham ile yaziyorum.

"Çüş lan çüş!"

Acı sızlamalarla yatakta oturur pozisyona geldim. Ödül dediğinde sabaha kadar becermek olmazdı ki, hayır benim de canım var yani.

Ona giren çıkan yoktu tabii, olan bana olmuştu. Sızlayan vajinam da buna kanıttı.

Kısa bir duş aldım ve aşağıya, kahvaltıya indim. Çok şükür Eda başka bir şekilde doyurmuştu ama bu açlık midenin tamamen boşalmasıyla hissedilen bir açlıktı. Açım ulan.

Kahvaltı masasına geldiğimde Eda telefona kaşları çatık çatık bakarak sinirle bir şeyler mırıldanıyordu. Kılıfına gözüm değince benim telefonum olduğunu anladım. Anlık gelen sinir dalgaları ile hızla ona doğru yürüdüm. Kimse telefonuma karıştıramazdı.

"Telefonumla ne yaptığını sanıyorsun!?"

Çatılı kaşları birkaç saniye telefonda gezindi ve benim görmemi istemiyormuş gibi telefonu yana yatırdı. Tamam, çatılı kaşlarıyla aşırı seksiydi ve sevişebilirdik.

"Kızım ne bu mesajlar!? Beni delirtmek mi istiyorsun? Bu dangalak kim?"

"Ebenin amı, telefonu bana gösterirsen neyden bahsettiğini anlarım."

Hala çatılı kaşlarıyla telefonu bana gösterdi.

0537***: Bedenime dokunmanı özledim kediciğim.

0537***: Gel ve beni doyur küçük.

0537***: Ah, seni düşünmek bile sulanmama yetiyor. Üzerimde sürtünmene ihtiyacım var.

0537***: Cevap verdiğin an sana konumu atarım, ya da zaten biliyorsun. Her zamanki bar odası.

Mesajları okuduktan sonra yazan kişinin kim olduğunu aklımda tartarken Eda'nın yazan kişiye attığı mesajı okudum bu sefer.

Siz: Ben doyuran var, eyvallah. Gider duvara mı sürtünürsün bilemem. Beni düşünmek bile seni azdırıyorsa parmaklarını çok kullanacaksın gibi.

Kıskanmıştı. Bu içimi ısıtırken bana çocukça kaşlarını çatarak bakıp bir şeyler zırvalamasına güldüm. Ama konumuz şuanki tavrı değildi. Telefonumu karıştırması başlı başına bir suçken bir de cevap yazmıştı.

"Benim hayatım. Telefonum da benim özelim. Yaptığın çok saçma. Telefonumu karıştırdığın yetmemiş gibi yanıt bile vermişsin! Kendini ne sanıyorsun Eda?"

Anamı sikecekmiş gibi bakmasa 2 saat daha ona dırdırlanabilirdim. Ancak, yaptığı bir hataydı. Anlamalıydı.

"Seninle bir sürece girdik ve-"

"Beni buna zorladın Eda."

Bir şey demeden kafasını arkasına yaslayıp gözlerini kapattı. Ben mi? Hala ayakta put gibi dikilmiş açıklama bekliyordum.

"Bana bir açıklama yap."

"Güzel kızım,"

Gözlerini açıp kucağını pat patladı. Sinirli olduğum için ayakta dikilmeye devam ettim. Ancak gözleri öyle bir baktı ki, Tanrı şahit Halka filminden korkutucu bakışlara sahipti.

Hızla gidip ayağına yan bir şekilde oturdum. Eli hemen belimi buldu ve sinirimi yatıştırmak istercesine okşadı.

"Seni kıskanıyorum Nil. Güzelsin, bunu biliyorsun ve kullanıyorsun da. Bunu sadece bana kullan istiyorum. Ya onun teklif ettiği yere gitseydin? Boynundaki izlerimin üzerine izler ekleyecekti. Dudaklarımın izini silecekti dudaklarından. Bedenindeki dokunuşlarımın üzerine değecekti elleri. En güzel yerlerini görecekti aç gözleri. Kendini sadece bana sakla istiyorum. Telefonuna bakmam tabii ki yanlıştı-"

"Ve mesaj atman da."

Güldü ve kafasını salladı. Burnuma bir öpücük kondurup sözüne devam etti.

"Tabii ki, o da yanlıştı. Ama bence iyi dedim. Her neyse. Kısaca can't take my eyes off you."

Gülümsedi. Gülümsedim.

"Eda, bazen öyle konuşuyorsun ki, bana aşık gibi. Ancak ben birini sevemem, sevmem. Aramızdski sadece cinsel ilişki olarak kalsa iyi olur.

Kimseyi sevmek istemiyordum. Etrafımda dönenler de umurumda değildi. Kimin ne dediği ve ne yaptığı da.
Bunlsr yazar icinde gecerli. Bir zaman sonra birilerini sevmek, bir esegin lesini tasimak kadar yorucu. Bu yuzden not love, not toxic

Bir şey demedi. Bazen sessizliği uzun uzun cümleler anlatıyordu bana. Ama şimdi bir şey anlamadım. Susuyordu. Sessizliği bile konuşmuyordu. Kafasını omzuma koydu ve bir süre öyle kaldı.

"Aman neyse sende ne kasmışsın. Onun kim olduğunu bilmiyorum bile. Ayrıca senin parmaklarını başkalarına değişmem annecik."

Anında kafasını omzumdan kaldırdı ve tek elini belime sarıp beni kendine çekti. Bu hareketine eriyordum arada.

"Benim sadık bebeğim, parmaklarımı tekrar hissetmek ister mi?"

"Hayır! Gece boyu doymuşsundur zaten bence. Hadi işine git. Sadece mommy değil sugar mommy olmalısın annecik."

Kucağından kalkıp yürürken kalçama atılan şaplak ile kaşlarımı çatarak Eda'ya baktım.

Hızla yukarı üzerini giyinmeye gitti. Bende o arada kahvaltı masasına oturup tabağıma bir şeyler koydum.

Beni kıskanmasının neden içimi ısıttığını anlayabilsem, kesinlikle daha huzurlu bir kahvaltı olurdu.











Yerin, Yanım.|  Mommykink gxgHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin