yorum yapin desem de yapmiyorsunuz nasi olsa, gecin
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Taehyung gözlerini açtığında ilk gördüğü şeyin gökyüzü olmasını seviyordu, bu onun çocukken kurduğu hayallerinden birisiydi. Ama asıl sevdiği şey, deltasının bir çocukluk hayalini bile gerçekleştirecek kadar kendisini seviyor olmasıydı.
Düğünden kısa bir süre sonra arkadaşından, deltasının kendisiyle ilgili bilgileri ondan aldığını öğrenmişti. Deltasının ona karşı bu kadar hassas olmasını ve kendisine bu kadar değer vermesini çok seviyordu. Onun sevgisi Taehyung'u daha mutlu bir insana çeviriyordu.
Evlilik aşkı öldürür derlerdi ama neredeyse üç aydır evli olmalarına rağmen Taehyung hiçbir şeyin ölmediğini deneyimlemişti. Sanki birlikte geçirdikleri her gün bir diğerinden daha çok seviyorlardı birbirlerini. Taehyung her sabah uyandığında Seokjin'i bir önceki geceden daha çok sevdiğini fark ediyordu.
Tıpkı şimdi olduğu gibi.
Seokjin'in karnının üstünde olan başına ve belini saran koluna başını kaldırarak baktı ve gülümsedi. Huzur doluydu. Parmakları bilinçsiz bir şekilde onun ensesine kaydı ve oradaki mührün üzerinden geçti.
Uykusunu bölmemek için çok hafif dokunuyordu, dün gece ikisi için de yorucu ve uykusuz geçmişti. Eğer Seokjin ona masaj yapmasaydı şu an hafifçe ağrıyan bölgelerinin çok yoğun bir şekilde ağrıyacağından emindi.
"Saçlarımla da oyna."
Seokjin'in sesini duyunca şaşırdı. "Oh... Uyuduğunu sanıyordum, ne zaman uyandın?"
Seokjin yüzünü ona doğru çevirdi ama yine Taehyung'un karnında yatmaya devam etti. "Bir buçuk saat olmuştur."
"O kadar uzun zamandır ne yapıyorsun?" diye sordu Taehyung ama aniden gelen esneme dürtüsü yüzünden kelimelerin bazıları anlaşılmaz çıktı.
Taehyung'un evlilikten sonra öğrendiği şeylerden birisi de Seokjin'in sürprizleri çok sevdiğiydi. Deltası sürpriz yapmayı, şaşırtmayı ve gizem yaratmayı çok seviyordu. Taehyung onun kocaman bir adamın bedenine sığdırılmış küçük bir çocuk olduğundan şüpheleniyordu. "Öyle olsun," diye mırıldandı ve elini onun saçlarına soktu. "Acıktın mı?"
"Sana mı?"
Kıkırdadı, "Dün doyduğunu düşünüyorum," dedi tıpkı onun gibi oyuncu bir tavırla. "O yüzden yemekleri kast etmiştim."
Seokjin gözlerini kıstı ve yüzünü onun karnına gömmeden hemen önce, "Sana doymam mümkün değil." dedi. "Ama konumuz yemekse aşağı insen iyi olur, ben hemen geleceğim."
"Peki, beni çok bekletme." dedikten sonra doğruldu ve bu hareketi Seokjin'in de karnından kalkmasına sebep oldu. Yüz yüze geldiklerinde Seokjin omegasını öpmek için harekete geçti ve kısa bir öpücükle birleştiler.
