"insanın büyüdükçe mi artıyordu dertleri? Yoksa insan, büyüdükçe mi anlıyor du gerçekleri?"
Karan demir Bolat.
Gecenin bir yarısı odama bodoslama dalan kardeşime baktım. " Abi, halletmemiz gereken bir şey var." Dedi. Endişeli bekleyişi ile. Ne olmuş tu da böyle girmişti odama. Ayağa kalktım. " Ne oldu savaş." Dedim merakla." Elanın arkadaşı defne. Kızın evine biri girmiş beni şu an bekliyor. hadi abi seninde gelmen lazım." Dedi. Defne mi aklıma gece annemin beni tanıştırmaya çalıştığı kız geldi. " Efsun mu" dedim. Çünkü yanındaki arkadaşı öyle seslenmişti." Evet abi. Hadi çıkalım." Dedi beni acele eritmeye çalışarak. " Tamam koçum sen arabayı çalıştır geliyorum" dedim üstümü giymeden. Odamdaki silahı aldım. Çıktım. Bakalım kimmiş bu hırsız.
Kızın evine ulaşmamız uzun sürmemiş hatta çok yakın bir sitede oturuyormuş. Ben savaş tan önce indim ve binaya yöneldim. Arabadan inince ona döndüm." Savaş kaçıncı kat"dedim. " İkinci abi" dedi. Bı anda balkona çıkıp Avaz Avaz bağıran kıza baktım. Bu oydu ve yardım istiyordu. Kendini geri çekti ve bolkon korkuluklarına tutunup nefes almaya çalıştı ama, Bayılması engel olmuştu. Merdivenleri aşarak. Kapısının açık olduğu daireye girdim. Elimdeki silahı önüme tutum ve odaları aradım.
Kimse yoktu. Sanırım bizim geldiğimizi anlamış olmalı ki. Kaçmıştı, kızın odasına girdim. Balkona gittim ve yerde baygın yatan kızı kucağıma aldım. yüzünü incelediğimde sapsarı kesildiğini gördüm. Yüzü neden bu kadar masum du düğünde gözlerimi neden ondan anlamıyordum. Savaş da arkamdan. Onun durumunu soruyordu." Abi, nasıl iyimi" dedi." Panikten bayılmış olmalı. Sen kapıyı kapatmaya çalış, kızın telefonunu almayı da unutma hastaneye gidiyoruz." Dedim. Acaba kendini şu halde görse ne yapardı. Kesin çıldırır yine bayılırdı. Çünkü düğünde ona elimi uzattığımda tutmak yerine elime Baktı ve ona ait olan eşyayı aldı. Kendini muhafaza etmesi hoşuma gitmişti. O anları aklıma gelince tebessüm ettim. Ben tebessüm etmiştim öyle mi? Kendime gelip onu arka koltuğa yatırdım. Savaş ta gelince. Sürücü koltuğuna geçtim arabayı sürdüm. Hastaneye gelince. Yine ben aldım ve sedye isteyip yatırdım. Neyi var diye soranlara ise savaş cevap veriyordu.
Kimlik istiyorlardı ama biz de olmadığı için. Artık uyanınca hal edilirdi. Serum taktıkları için onu bi odaya aldılar. Bizde yanına gittik. Uyanmasını bekledik.
Ben tekli koltukta otururken savaş ise karışımda ki çiftli koltukta oturuyor du. Merak ettiğim beni neden çağırmıştı. O kadar kişi varken. Yoksa bu kıza karşı bir şeylermi hissediyordu. Neden elaya söylemedi. Ona kaşlarımı çatarak baktım. Eyer öyle bir şey varsa o zaman savaş elimde kalırdı. Sinirle ayağa kalktım. Kız duymasın diye ona seslendim." Savaş az bı gelsen köşeye" dedim başını telefondan kaldırıp bana baktı. Ayağa kalktı yanıma gelerek " ne oldu abi" diyerek. Yaklaştı." Bak oğlum eğer düşündüklerim doğru ise seni yaşatmam bilesin." Bana baktı ve ne demek istediğimi anlamaya çalışır gibi. Durdu ve düşündü." Beni öldürecek kadar neyi düşündün böyle abi." Dedi. Kaşlarını benim gibi çattı. Gözlerimle yatakta yatan kızı gösterdim." Neden gecenin bı yarısı seni arıyor akrabası yok mu, kimi kimsesi falan. Ayrıca beni neden yanıda istedin o kadar kişi dururken." Dedim. Bana ağzını açıp Bir şeyler söyleyecekken doktor odaya girdi." Hastamızın panik halinde oluşan rahatsızlığı. Nefes darlığına yol açmış ve böylelikle bilincini kaybetmiş. Fazla düşünce sağlığa zararlı. Siz yakınlarımısınız. " Doktor bize döndü ve cevap bekledi. " Evet yakınıyız." Dedi savaş. " Şu yazdığım ilaçları kullanması lazım ve dinlenmesi gerek." Dedi odadan çıkarak. Ben de arkasından çıktım dışarı. Sigara içmek için. Sonra ne yaptığımın farkına varıp onları odada tek Bırakmıştım. Daha iki Yudum aldığım sigarayı yere attım ve tekrar hastaneye girdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELLERİN ELLERİME
Romance"Karan bey bu olanlar doğrumu. Karınız sizi aldatıyor mu" "Karan bey Efsun hanım sizin gerçektende eşiniz mi" insanların olamayan eşlerinden bahsetmeleri ne kadar da ironi, onlara yok öyle bir şey desemde inanmıyorlardı. Buna bir açıklık getirmenin...