5. bölüm mutlu olamamak

9 1 1
                                    

" ay vurmuyorsa yüzüne, güneş değmiyorsa pencerene, kabahati, ne ay'da ne güneş' de ara. Gözlerindeki perdeyi arala."

Defne efsun korkmaz.

Bolatların kapısında elimde çanta ile bekliyordum. Bilmiyordum beni nelerin beklediğini. Derin bir nefes aldım. Peki ben yasemine ne dicektim. -ya ikisi de çok ısrar etti ben de yok diyemedim, mi dicektim.

Dışarı çıkan ela ve bensu hanım beni görünce şaşırmışlardı. Elim de büyük bir çanta arkamda ise. Karan ve savaş, " Defne? Hoş geldin" dedi ela. Yüzünden akan şaşkınlıkla." Hoş geldin kızım. Hayırdır, bir şey olmadı umarım. Oğlum" dedi Bensu hanım her iki oğluna hitaben, konuşmuştu." Hayır hayır. Hadi içerde konuşuruz." Dedi Karan. Hepimiz büyük salona geçmiştik ben çift kişilik olan koltukta ela ile oturmuştum karan ve savaşta tekli koltuğa bensu hanım ise karşımızda olan koltuğa oturmuş tu.

" Savaş, gece yoktun." Dedi ela savaş bana baktı sonra elaya döndü. Sanırım benim anlatmamı istiyordu. Hem öylesi daha münasip olurdu. " Benim evime dün gece hırsız girdi." Gözler bende idi "Ve o anki panikle rehberim de rast gele bi numara tıkladım. savaş çıktı. Ona söylediğim de hırsız içeri girmişti ama odama gelmemişti. Ben savaşa tek gelmemesini ve sana söylememesini istedim. Malum iki canlısın, " dedim elaya. Elimi tutu benim bitirmemi bekliyordu."savaş da karan beyle gelmiş sağolsunlar çok çabuk gelişmeler. Ben o anın korkusu ile balkonda baylıp kalmışım. İşte hastane filan şimdi de burdayım. Kapımı kırmış olmalı ki savaş ve karan bey beni evlerine davet ettiler. Daha güven de olucakmışım" dedim.

" Yaa çok kötü. İyimisin şu an." Dedi ela bana sarıldı. " Kızım biz seni yalnız bırakmayız o korkuyu üstünden atana kadar bizde kal. Olur mu" dedi Bensu hanım yanıma geldi elimi tuttu. Ona gülümsedim hayır demek mümkün mü. Anne sıcaklığı veriyordu." Ben size rahatsızlık vermiyim." Dedim Mahçup olmuştum." Lütfen kal hem için öyle daha rahat olur. Korumalar var burda." Dedi ela.
" Burda zaten " dedi karan. Kararlı bir biçimde. " Peki nasıl isterseniz." Dedim - sen de her şeyle ne öyle hevesli gibi atlama ayıp kız. Yasemin görse Küçük dilini yutardı. Bu ne incelik kız kırılacaksın şimdi diye beni iğneler di

" Hadi kahvaltı yapalım." Dedi Bensu hanım,hepimiz kalktık masalara yerleştik. Sesiz sakin geçen kahvaltıyı şimdi ise sohbet almıştı. Telefonumun müzik sesi gelince çantamdan aldım. Arayan babam dı.

" Kızım nasılsın."

" İyim babacığım. Sen nasılsın" dedim salonun bahçesine çıkarken karanın gözleri üzerimdeydi.

"İyim çok şükür. Ben sana Bir şey söyliceğim."

" Tabi baba dinliyorum" dedim hafif endişeli çıkmıştı sesim.

" Bugün hastaneye gittim de." Duraksadı." Kızım sonra konuşalım olur mu müsait değilsindir şimdi" dedi üzüntü sesine yansımıştı.

"Baba şimdi konuşalım hastaneye gittin ee doktor ne dedi" dedim.. Bir şey vardı söylemiyordu.

" Nasıl söylenir ki bu kızım.....ben....kızım ben........ Kan kanseriymişim. Çok gecikme varmış" dedi. o an, sanki dünya döndü deprem oldu sandım. Yoksa benim başım mı dönüyordu. Hafif sendeledim.

"Ba-baba sen ciddimisin." Dedim sesim titredi. Elimi yakınımda olan ceviz ağacına yasladım. Ben, beni hayatta tutan tek parçamıda kaybedemem. Buna kalbim kaldırır mı bilmiyorum.

"Kızım üzülme olur mu. Bak seni evlendirmeden gitmicem demiştim güvenilir biri olsun hayatında diye ki, gözüm arkada kalmasın dedim. Hadi gel yanıma. Teyzenin oğlu vardı selim, ha işte onunla bi görüşün. Ne dersin.?" Dedi. Babamın bunları söyliceğini iyi biliyordum. Benim güvenilir yerde olmamı istiyordu. Ah babam ben ne düşünüyorum sen ne diyorsun.

ELLERİN ELLERİME Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin