"Belki yüksek okullarda okumadık.
Belki hayata lüks restoranlardan bakmadık. Ancak hiç bir zaman hayallerimizden de ödün vermedik."Yatağımda uzanmış tavanı izlerken, yine elimdeki yüzük aklıma geldi ve gözümün önüne tuttum ellerimi. Ben ne ara bu boyuta geldim hâlâ anlamış değilim. İki gün öncesini düşündüm. Karan tamam dedikten sonra bensu hanım hazır oldaymış gibi elini çantasına attı ve içinden tamda benim parmağıma olan alyansı çıkardı. Kurdelesi bile bağlıydı. Aa tepsiyi de geçmeyiniz lütfen.
Yaseminin de para koparmaya çalıştığı an nerdeyse bayıltacak cinstendi. Karan ne kadar verdiyse yasemin ısrarla makasın tamire ihtiyacı var yok paslanmış biraz bilemek gerekir. Resmen renkten renge girdim. Tabi en son kaş göz işaretimle beni dinleyip vermişti makası, babamın dua ederek kestiği bağı acaba biz baglayacakmıydık. Hiç sanmıyorum.
Tuzlu kahve yapma Faslı gelince hemen koşup yaptım çünkü bu gelenek seni istemiyorum anlamına geliyor, bu geleneği bol şekerli olarak gerçek eşime yapmak istiyordum, ve o bu evlilik olsa bile gerçek olmayacak demişti bana. Ben ne yaptığımı bile bilmiyorken o beni çıkmazın içine düşürmüştü. Bundan sonra ne olucak? Sahte bir evlilik mi yürüteceğiz? Yoksa gerçeğe doru yol mu alıcağız? bilmiyorum!
Elimi yatağa indirdim ve ofladım. yüzümü yıkamak için lavaboya gittim. Bugün Ankara'da ki iş arkadaşlarım gelicekti ve ben onları ağırlıyacaktım. Tabi ki karan da olucak çünkü onun için geliyorlar, evleneceğime inanmadıkları için daha doğrusu. Babam evde kalıcağını söyledi, ve ben de ona yemek hazırlayıp öyle çıkıcağımı söyledim. Yemeği evde yemeği tercih ederdim ama karan beyimiz dışarıda olmasını istedi yoksa gelmeyecekmiş.
Mor renkte uzun tül elbise tercih etmiştim üzerine ise beyaz ve mor renkle karışık şal. Ayakkabı ve çantamı da beyaz renkte seçip çıkmıştım. Fazla Takı sevmediğim için bileğime annem yazılı gümüş bilekliğimi taktım. Hafif makyaj da yapıp Karanı beklemeye dışarı çıktığım.
Havanın sıcaklığı tenime işlerken, şimdi den elbisemin terimle ıslandığını hissediyorum. Adana'da yaşayan bilir bu hissi.Yoldan geçen bir kaç gencin bakışlarına maruz kalmam beni oldukça rahatsız etmişti. Nerde bu adam. Bana saat sekizde kapıda ol demişti, ve saat sekizi geçiyordu.
Evin önüne siyah jip hızla yaklaşırken ben de kendimi bir adım geriye attım. Önümde duran arabaya baktım. Hastaneden çıktığım da yine bu arabaya binmiştim, anılar gözümde canlanırken benim daldığı mı umursamayan adam kornaya basarak beni korkutmuştu.
Kapıyı açıp bindim ve ben de onun gibi hızla çarptım kapıyı.Bana baktı ve sinirle bir şeyler söyleyecekken üzerime göz gezdirdi ve sinirli yüz hatları düz bir ifade aldı. " Neredeyse meyve veriyordum kapıda, neden bu kadar geciktin?" Dedim, bana baktı " Sanada merhaba" Dedi, imayla. Biraz bozuldum gibi hoş geldin demek yerine kendimi tutamayıp parlamıştım. " Şey... Ben...sen.. gecikince sinirlendim yani bi kızı bu kadar bekletmemeli, özelikle kapı da."dedim. Sakin kalmaya çalışarak "Arkadaşlarına yolu tarif ediyordum. Üstelik neden kapıda dikiliyordun." Dedi, şakamıydı bu adam, cidden söylediklerine gerçekmi diye baktım. " Bana tam saatin de kapı da ol diyen sen değilmiydin şimdi ne diye haklı olmaya çalışıyorsun." Dedim, sinirle. Arabayı çalıştır dı," Daha da uzatmayı düşünüyormusun" dedi belli ki haklı olmamı istemiyor du. En iyisi susmak.
Yol boyunca sesiz bir şekilde oturdum. Düşündüklerimi dile getirmek istiyordum, ama onunla konuşulmuyor du. " Neden!" Dedik. Aynı anda konuşmamıza bi an gülmek istedim, ve aynı cümleyi kullanmıştık. " Sen söyle" dedi.
" Bana, böyle bir şeyin olmayacağını söyledin. Şimdi ise arkadaşlarımı buna inandırmak için uğraşıyoruz." Dedim, arabayı yol kenarına yaklaştırdı ve durdu. Bana bir şey yapmaz dı dimi çünkü onu daha tanımıyorum da. Yani her an her şey olabilir. " Ben senin öne atılıp hayır demeni bekliyordum." Dedi. Nasıl yani ben ondan beklerken oda benden mi bekliyordu. Şimdi biz ne uğruna evleniyoruz. "Peki şimdi ne olucak ikimizde istemiyoruz." Dedim. Sağ Elini direksiyona attı sol elini de vitese böyle olunca ne kadar da havalıydı. Hem adamı beğeniyorum hem de istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELLERİN ELLERİME
Romance"Karan bey bu olanlar doğrumu. Karınız sizi aldatıyor mu" "Karan bey Efsun hanım sizin gerçektende eşiniz mi" insanların olamayan eşlerinden bahsetmeleri ne kadar da ironi, onlara yok öyle bir şey desemde inanmıyorlardı. Buna bir açıklık getirmenin...