25

33.3K 2.9K 2.8K
                                    

Haiiiii, ben geldiiim. Huh dün gelemedim çünkü yazmam gereken başka ficlerim de vardı. O yüzden MIS yazma fırsatım da enerjim de kalmadı, yoruldum çünkü jwjwjwj

Bu arada, bu bölümün baş kısmı Kook'un anlatımından ama sonrasında Taehyung'un anlatımına geçiyor. Umarım bölümü seversinizzz <33

Oy ve yorumlarınızı bekliyoruum. Bu arada ailemiz 170K olmuşşş, ağğğ teşekkürler güzelliklerim. Seviyorum sizi Xx

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! <3

**

O sırada çakmak gibi parlayan gözlerine bakmaya devam ederken, içimi kemiren o sözleri dile getirmek amacıyla dudaklarımı araladım.

"Taehyung... Yara izini öpmek istiyorum." diye soluduğumda kaşları şaşırdığını bildirecek bir vaziyette havalandı. Koyu gözleri irileşti.

"Ne?"

"Duydun beni Taehyung. Yara izini öpmeme izin verir misin? Hani sen... Sen benim yara izimden öpüp kusursuzlaştırdın ya? Ben de aynısını senin için yapmak istiyorum." Kelimeler dudaklarımdan yuvarlanarak döküldü.

Taehyung'dan:

Kalbim deli gibi hızlandığında, seslice yutkundum. Herkesten sakladığım o yara izini bu gece hayatımda ilk kez ona göstermiştim. Havuza girdiğim gün her zaman olduğu gibi suya dayanıklı fondöten ile yara izimi kapatmıştım. Bu sayede mayoyla beni gördüğü evrede kullandığım fondöten sayesinde Jungkook yara izimi görememişti.

Buraya gelirken fondöten sürme fırsatım kalmamıştı. Fakat çadırda kalacağım için bunu problem etmemiştim. Ve sonrasında ise yaramı Jungkook'a gösterirken bulmuştum kendimi. Onunla vakit geçirmek bana o kadar iyi geliyordu ki...

Kim olduğumu unutuyordum. Bencilce hep kollarımda olsun, yanımdan ayrılmasın istiyordum. Çünkü huzur kokuyordu saçları. Hayatım boyunca yoksun bırakıldığım huzuru onun yanındayken hissetmiştim.

"Aç aç hadi öpeceğim." Jungkook'un tizleşen sesiyle üstümdeki tişörtü çekiştirerek açmak adına hamlede bulunması bir olduğunda, düşüncelerimin derinliğinden sıyrılıp onu durdurdum.

Bunu gerçekten yapacaksa ona izin vermeye hazırdım, ama şu an içkili olduğunu bile bile buna izin vermem doğru olmazdı. Ayıldığında, gerçek hisleriyle, ciddi anlamda bu konudaki istikrarını korursa, o zaman ona engel olmayacaktım.

"Sarhoşsun Jeon, kalk hadi kucağımdan seni Jimin'in çadırına bırakayım."

Kaşları çatılırken dişlerini sıktı. Ellerinin ayalarıyla omuzlarıma çok sert sayılmayacak şekilde arka arkaya vururken, "Sarhoşsun diyip durma, değilim diyorum. Gayet iyiyim ve ne yaptığımın farkındayım, ne istediğimin de." diye şikayetçi bir edayla homurdandığında dudaklarım milimlik kıvrıldı.

Dudaklarıma yapışan tembel gülücüğüm eşliğinde ona bakarken, bileklerinden yakalayıp omuzlarıma pat pat vurmasına son vermesini sağlayıp onu durdurdum.

"Tamam ama önce dinlen, kendine geldiğinde izin vereceğim, söz." dediğimde ellerini enseme dolayarak hıçkırdı. "Tamam." diyerek yeniden hıçkırdığında yarım ağız gülümseyerek uzanıp burnunun ucuna dudaklarımı bastırdım.

"Burnun kızarmış, üşümüşsün güzelim. Hadi seni Jimin'in çadırına götüreyim." dediğimde ağzını şapırdatarak yüzünü boynuma gömdü.

"Kalkmayacak mısın kucağımdan artık, hmm?" Tek elimle belinden tutarken, diğer elimi boynuma gömdüğü saçları arasına tırmandırdım.

Saçlarını okşarken, kalkmak yerine daha da yerleşti kucağıma. Tüm ağırlığını sandalyenin üstünde oturan bedenime bıraktı.

MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin