Final

36.4K 2K 2.3K
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Saatlerdir final bölümünü yazıyorum, açıkçası daha erken gelmek isterdim, ama ancak bitti ve bittiği gibi de yayınlıyorum.<3

MIS'de final oluyor beee, hey gidi heyy. Güzel günlerdi, eğlenerek yazdığım bir kurgu oldu. Umarım sizlerde aynı şekilde sevip eğlenmiş, kafanızı dağıtabilmişsinizdir.

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Son kez keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Siktir ya, telefonumu kütüphanede unuttum." diye soludum, elimle ceplerimi yoklayıp telefonumu kütüphanedeki sırada bıraktığım gerçeği başıma dank etti.

Araca binmek üzere olan Taehyung aracın kapısını kapattı ve ön kaputun önünden geçerek yanıma geldi.

"Gidip alalım sevgilim." dediğinde dudaklarına uzanıp ıslak bir öpücük bıraktım. "Sen bekle, ben hemen alıp dönerim." diyerek ona göz kırptığımda, belimden yakalayarak ağzıma daha sert bir öpücük kondurdu.

"Anca beraber kanca beraber." diyerek dudaklarımın üstüne soludu. Dudaklarım beğeniyle yukarıya doğru kıvrılırken, ellerimi geniş omuzlarına yerleştirip avuç içlerimle omuzlarını okşadım.

O sırada Rowoon ve Hoseok'un birbirleri arasında konuşurken kıkırdaştıklarını görünce kaşlarımla onları işaret ettim.

"Bunlar çok fingirdeşiyorlar, farkındasın değil mi?" diye sorduğumda Taehyung'un bakışları omzunun üzerinden benim gösterdiğim noktaya çevrildiğinde kısık bir sesle kıkırdadı.

Başını hafifçe olumlu anlamda sallarken boynunu bana doğru çevirdi ve bakışlarımızı orta yolda çarpıştırdı. "Güzel kaynaştılar."

Sırıtarak bileğinden tutup onu çekiştirerek ilerlemesi için harekete geçirdiğimde, bileğimdeki tutuşundan sıyrılması saniyeler içerisinde gerçekleşti.

Adımlarıma eşlik ederken serbest kalan kolu doğrudan belime yerleşip beni kendine yakın tutacak şekilde çekiştirdi. Kalçalarımızı çarpıştırdığında keyifle kıkırdadım.

"O kadar oyalandıkta, neyse ki Jimin kütüphanedeydi. Etrafı toparlarken fark etmiştir kesin benim telefonumu bıraktığımı." dedim koridor boyunca ilerlerken.

"Arayayım istersen Jimin'i, ver bana numarasını." diye hırıltılı bir sesle homurdandı Taehyung. "Gerek yok sevgilim, işi vardır şimdi. Zaten kütüphaneye geldik sayılır."

Uzandı ve başıma dudaklarını bastırdığında huzurla iç geçirip gülümsedim. Eli hâlen daha korumacı bir tavırla belimde duruyordu.

Koridorun sonundan sağa döndüğümüzde kütüphanenin kapısı önüne saniyeler sonrasında vardık.

Kapalı kapıya uzanıp açtığımda Jimin'in sesini işittim. "Benden hoşlandığınızın farkındayım, bu yüzden gitmiyorsunuz değil mi?"

Tam adım atacakken duraksayıp elimi havaya kaldırdım. Taeyung'a doğru dönüp sessiz olmasını işaret ettiğimde çarpık bir şekilde tebessüm etti.

Rafların arka bölümünde kalıyorlardı. Görüş alanımızda değillerdi.

"Ve ben de sizden hoşlanıyorum. Çok etkileyicisiniz ve ben sizi ilk gördüğüm andan beri-"

"Profesörüm ben, öğretim görevlisiyim ve sense öğrencimsin Jimin." Yoongi'nin tok sesi Jimin'i böldüğünde bulunduğumuz noktada öylece kalakalmıştık. Ne içeriye giriyorduk, ne de dışarıya çıkmak için bir hamlede bulunuyorduk.

"Ben reşitim, 22 yaşındayım. Ayrıca öğrenciniz olsam bile bunu okulda saklarız. Okul dışı görüşebilirdik. Önemli olan hisler değil midir? Ben... Ben sizden etkileniyorum cidden çok-"

MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin