MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓

26

Haiii, ben geldiiim lokumlarım! Bir önceki bölüm Taehyung'un anlatımından yazmam sizi mutlu etmiş, ay ben de mutlu oldum. Bu bölümün başında ufak bir kısım daha Taehyung'dan devam ediyor. Sonrasında Jungkook'un anlatımına geçiyor, bilginiz olsun<3

Bu arada ailemiz 180K okunmaya ulaştıı ağağağağ, nicelerini görmek nasip olur umarım hep birlikte. Çok teşekkür ederim destekleriniz için, sizi seviyorum Xx

Yazım yanlışlarım varsa affoluna. Keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

"Jeon, yanında uyuduğum için sabah bana kızabilirsi-"

"Benimle kal Taehyung..." dedi ve boynuma dudaklarını bastırdı. Islak ve soğuk dudaklarının dokunuşu vücudumun kaskatı gerilmesine sebep olurken sertçe yutkundum.

Pikenin altından uzanan kolları beni sıkıca sarmaladığında onu itmek adına bir hamlede bulunmak yerine sırtından çekerek onu kendime daha da yakınlaştırdım.

"Ömrümün sonuna kadar kalırım seninle..." diye fısıldayarak rüzgarın darbeleri nedeniyle dağınık olmasına rağmen ipek gibi yumuşacık olan saçlarını okşadım.

Tek elimle onu omzundan tutarak kendime katmak istercesine daha çok bastırdım. "Kollarımın arasında olduğun zaman nasıl huzurlu hissettiğimi anlatmaya kelimelerim bile yetmez." dedim ve başımı hafifçe hareket ettirip boynumu kaldırarak gözlerimi yumup saçlarını kokladım.

Saçlarının arasına arka arkaya, kuş tüyü kadar hafif buseler kondurup başımı yastıkla geri buluşturdum.

Başını gömüldüğü noktadan bir milim dahi kıpırdatmamıştı.

"Jeon, uyudun mu?" diye mırıldandığımda, bana herhangi bir karşılık vermedi. Yüzünü boynuma gömmüş, ellerini vücuduma sarmalamıştı. Tek bacağı ise benim iki bacağımı da esir almak istercesine kafeslemişti.

Çok yorulmuştu, bu kez gerçekten de uyumuştu. "Güzelim benim, uyu ve dinlen."

Biraz daha kendimi rahat konuma ulaştırmak için kalçamı kaydırırsam iyi olacaktı. Ama kıpırdarsam onu uyandırabileceğim düşüncesiyle bundan vazgeçtim ve gülümseyerek saçlarını okşamaya devam ettim.

****

Jungkook'tan:

Sıcacık, sert ama bir o kadar da rahat bir cismin üstünde yatıyordum. Ensemde büyük bir ağırlık vardı.

Ağzım dilim damağım kurumuştu, ciddi anlamda susamıştım. Kasıklarımda müthiş bir sızı vardı. Ağzımı şapırdatarak başımı konforlu bulduğum sıcacık noktadan ayırmakta güçlük yaşasam da bunu başardım.

Birbirine yapışan kirpiklerimi araladığım an üstünde yattığım sıcak, sert ama bir o kadar da rahat olan cismin Taehyung'un bedeni olduğunu gördüğümde gözlerim faltaşı gibi açıldı. Siktir.

Tek elimle omzundan tutunurken, diğer elimle saçlarımı karıştırdım. Dün gece yaşadığım her şey aklıma müthiş bir hızla nüfuz ederken alt dudağımı ısırarak sırıttım.

Tam anlamıyla dün gece baş belası gibi davranmıştım. Ah Tanrı aşkına... Taehyung ise inanılmaz ince düşünceli davranmıştı. Sarhoşluğumdan faydalanmamıştı.

Kafam kazan gibi olmuştu. Akşamdan kalmaydım cidden.

Altımda uyuyan Taehyung'un yanık tenini izledim. Kirpikleri elmacık kemiklerini gölgelendiriyordu. Dağınık saçları yastığa beceriksizce dökülmüştü.

Yorgun gözlerinin altı çökmüş ve morarmaya baş kaldırmıştı. Neredeyse sabaha karşı uyumuş olmalıydık.

En son onu yatağa, yanıma çektiğimi anımsıyordum. Sonrası yoktu. Ona sarılarak uyuyakalmıştım.