35

28.3K 2.1K 1.1K
                                    

Haiiii, ben geldiiim. Gece kuşlarıma selam olsun aww. Ay özlemişim Mis'i ama ne hikmetse bu bölümü kaç gündür bir türlü tamamlayamadım yahuu. Beklettiğim için üzgünüm, sabırla beklediğiniz için minnettarım <3

Umarım bölümü seversiniz. Bu arada ailemiz 330K okunmaya ulaşmış ağağağ yeriiim, çok teşekkür ederim şans veren ve destek çıkan herkese. Çok seviyorum sizi Xx

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Jungkook'tan:

"Tek nefes alabildiğim yer senin kolların..." dedi acı dolu sesiyle, gözyaşları nedeniyle sesi pürüzlü çıkmıştı. Endişeden içim içimi kemirirken, onunla tanıştığım günden beri ilk kez bu kadar yitik, bıkmış ve kırgın görüyordum.

Ve bu beni ciddi anlamda etkilemişti. Onu böyle görmeye alışkın değildim. Her ne olduysa, her ne yaşadıysa gerçek anlamda korkmaya başlamıştım.

Lakin bana öylesine ihtiyaçla sarılıyordu ki, ağzımı aralasam dahi tek kelime edemedim ve yalnızca sarılışına karşılık verip, sırtına güvende olduğunu hissetmesi için pat pat vurdum.

Daha saatler önce yanımdayken, benimleyken ne kadar mutluydu ve gitmek zorunda kalıp gitmek istemediğinde sorun yaşamaması için onu ikna eden ben olmuştum. Fakat şimdi onu bu hale gelmiş bir şekilde geri geldiğini görmek beni kahretmişti. Her ne olduysa saatler öncesinde benim yanımdayken hissettiği o mutluluğa gölge olmuştu ve bu benim ciddi anlamda canımı sıkmıştı. Onu bu şekilde görmek içten içe yaralamıştı beni.

Kapının eşiğinde öylece kalakalmıştık, tek bir beden haline gelecek şekilde kenetlenmiştik, sıkı sıkıya sarılmıştık.

Kolları arasından sıyrılmamı istemiyormuş gibi kavramıştı beni.

Bir süre yalnızca yüzünü omzuma gömüp sessizce ağlamaya devam ettiğinde, görüş alanımın gittikçe bulanıklaştığını fark ettim. O ağladıkça benim de gözlerimden yaşlar süzülmeye başladı. Burnum yerinden sökülüyormuş gibi sızım sızım sızladı.

"Sorun ne bilmiyorum ama ben yanındayım ve seni seviyorum." diye fısıldadım saçları arasına doğru soluklarımı salarak. Yaşadıklarının baskısı boğazına bıçak gibi dayanmıştı, bu hale getirecek kadar sınırlarını zorlayan bir şeyler olmuştu...

"Gidebilecek hiç bir yerim yok, senden başka..." Yüzünü gömüldüğü boynumdan yavaşça ayırıp kırık sesiyle, ağlamaktan şişmeye başlayan ıslak ve yaralı gözleriyle bana bakarak fısıldadı.

Yaralı omzum düne oranla iyi durumda olsa dahi, ona sarılırken sızlıyordu. Ama yine de bırakmadım onu, bırakamadım. Yanağımın içini dişleyerek omzumdaki acıdan uzaklaştım. Sevdiğim adamın bana ihtiyacı vardı.

Eğilerek dudaklarımı ağzının ortasına bastırdığımda, öpücüğüme karşılık vermekte gecikmedi.

Sarılmalarımın üzerine, öpücüğüm ona güç vermiş olmalı ki kapı eşiğinde takılıp donup kalmaya son verip belimden tutarak içeriye adımlarken beni de geriletti.

Kapıyı iterek ayağıyla çarpıp kapattığında dudaklarımızı bir saniyeliğine dahi ayırmadı.

**

Elektrikli şöminenin karşısına geçmiştik. Ben koltukta oturuyordum, Taehyung ise koltuğa uzanmış bir şekilde benim bacaklarıma yaslamıştı başını.

Ağlamaya son vermesine rağmen, sırtüstü uzandığı dizlerimin üstündeki gövdesi hıçkırırken titriyordu.

Onu sakinleştirebilmeyi başarmıştım, artık ağlamıyordu. Gözleri şişmişti. Ne kadar süre kapının önünde sarılıp öpüşmüştük hiç bir fikrim yoktu, ama bu ona iyi gelmişti. Yanında olduğumu hissetmesi ona gerçekten iyi gelmişti.

MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin