MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓

8

Haiii, ben geldiiim bayram şekerleriiim. Kurban bayramınız mübarek olsun, bu bölüm de benim size bayram hediyem olsun :') İyi bayramlar hepinize . Ayrıca bugün 9 temmuz bizim, yani tüm Army'lerin doğum günü ağağağ. Doğum günümüz kutlu olsun Army! Seviyorum sizi <3

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Burnunu yanağımda sürükleyerek kulağıma doğru kaydırdığında göz kontağımız koptu. Saniyeler sonrasında yarım bıraktığı sözlerini tahrik eden sıcak nefesleri eşliğinde kulağıma fısıldayarak tamamladı.

"Ve içini büsbütün dolduracak şeyler de sokabilirim." O hırıltılı sesi ile alenen sarf ettiği sözler uyluklarımın kasılmasını, vücuduma bir titreşim akımının dalga halinde hücum etmesini sağladı.

Uyarıldığımı hissederken kapattığımı dahi fark edemediğim gözlerimi yavaşça araladım.

Birbirine katmak istercesine bütünleştirdiği bedenlerimiz hafifçe geri çekilmesiyle ayrıldığında, boşluğa düşmüş gibi hissettim. Tuttuğum nefesimi usulca havaya saldım.

Dudaklarıma bulaştırdığı salyalarım orada kurumak üzereyken parmaklarını geri çekti. Koyulaşan gözleri aşağı-yukarı kayarak beni dikkatle izliyordu.

Az önce ağzımdan çıkarıp dudaklarımda sürüklediği parmaklarını gözlerimin içine baka baka kendi ağzına yavaşça alıp sıkıca emdiğinde inlememek için dilimi ısırdım. Oh siktir, ne seksüel bir görüntüydü bu böyle...

O ince, uzun ve kemikli parmaklarına kapanan kalın dudaklarına bakarken tenimde derin bir karıncalanma oluştu. Havaya saldığım nefesler dahi bana bir ateş topu gibi geri dönerek ensemi, kulaklarımı, yüzümü yakmaya başladı. Çok sıcaktı...

Parmaklarını sıfır telaşla, acelesiz bir şekilde emmesiyle yanakları içeriye doğru göçmüştü. Pürüzsüz yanık tenine, köşedeki pencereden içeriye giren güneş vuruyordu.

Ortamı büsbütün ele geçiren seksüel tansiyonu acilen dağıtmam gerekiyordu. Kasıklarımı kaplamaya başlayan alev tohumlarından ve kanımı kaynatan bu sıcaklıktan kurtulmalıydım, derhal kurtulmalıydım. Tanrı aşkına, ağzımın sularını akıtacak şekilde, hülyalı gözlerle onu izliyordum resmen...

Düşüncelerimin derinliğinde kaybolmuş bir şekilde ona bön bön bakarken, dudakları arasında kıstırdığı o ince ve uzun parmaklarını oyalana oyalana ağzından ıslak bir sesle çıkarttı.

Ardından dilini damağına vurarak şaklattı. "Çilekli lolipop, çilekli lipbalm, mmmh."

Ses tınısı gerçek anlamda tahrik edecek şekilde boğuklaşmıştı. Az önce amfide ağzıma tıkıştırdığı lolipop gerçekten çilekliydi. Ve lipbalmım da çilekliydi.

Parmaklarıyla ağzımı doldurup icraat gösterirken, aynı zamanda hem lolipopun hem de lipbalmımın tadına varmaya çalışmak için kendi parmaklarını emmişti. Ah siktir, hayır Jungo etkileyici ama o sana göre değil. Evet o kesinlikle sana göre biri değil.

İçimden kendi kendimi telkin ederek, düşüncelerimi dile dökmek amacıyla dudaklarımı konuşmak adına aralayacağım sırada, ağzından çıkarttığı ıslak parmaklarını dudaklarıma bastırarak beni susturdu.

"İcraat diye söze atılacaksan, bunu yapma. Gel, uygulamalı olarak yaşatayım doya doya."

Hadi ama, resmen gel sevişelim diyordu. Sübliminal mesajında ötesindeydi bu, açık açık benimle yatmayı teklif ediyordu.

Sözleri beynimde deprem etkisi yaratırken, salondan çıkarken bedenimi ele geçiren öfke yeniden su yüzeyine çıktı. Burnumdan sert soluklar çekip sesli bir şekilde geri verirken, kolumu kaldırıp dudaklarıma yerleştirdiği elini hiçte kibar sayılmayacak bir hamleyle ittim.