MAFIA IN SCHOOL • TAEKOOK +18 ✓

37

Haiii, ben geldiiim. Mis bebeklerimi özlemişim yaaaa <3 DF ve Mis final olacak üst üste bölüm yazıp bitirmek istiyorum, niyetim o yönde ama ne zaman öyle desem bir haltlar çıkıyor jjejwjwj

Ailemiz 400K'ya yaklaşıyor hıaaağ yiceeem, finali görmeden 400K'yı görür müyüz acabaaa:) 40'da final düşünüyorum ama bir kaç bölüm daha uzayabilir. İşleyişime bağlı olarak, bu yüzden belli değil <33

Yazım yanlışlarım varsa affoluna, keyifli okumalar dilerim lokumlarım! Xx

**

Taehyung, hayatımda gördüğüm en güçlü insan olabilirdi. Çocukluğu elinden alınmıştı, onun çocukluğunun celladı babası olmuştu. Tüm bu yaşadığı kötü geçmişine rağmen güçlü kalmayı başarmış olması mucizeydi. İçindeki iyiliği asla kaybetmemiş, babası gibi birine dönüşmek istememişti.

Babası gibi birilerini öldüren, katil bir mafya oğluna dönüşmemişti. Onu tanıma şansı verdiğim ve teklifini kabul ettiğim için gerçekten mutluydum. Tüm bu anlattıklarından sonra kesinlikle emin olmuştum, en çok şansı hak eden kişi Taehyung'du... Geçmişinden yaralı, benim biricik sevgilim...

Taehyung ile birlikte pankek ve pirinç kekleri hazırlamıştık. O beceremediği için mızmızlansa da, çok güzel yaptığını söyleyince heyecanlanarak mutlu olmuş, yüzünü gülücükler kaplamıştı.

Saatler önceki o depresif hallerinden sıyrılmasını görmek ve onu içten bir şekilde gülümserken, mutlu bir halde görmek beni de mutlu ediyordu.

Ayrı ayrı küçük saklama kaplarına yerleştirdiğim pirinç kekleri ve pankeklere bakıp iç geçirdim.

"Aşkım, hadi benimle gel bunları korumalara verelim, acıkmışlardır." dediğimde uzanarak yüzümü avuçladı ve burnuma dudaklarını bastırdı.

"Onlar çoktan sipariş verip yemiştir güzelim." dedi ağır ağır, sıcak solukları dudaklarımı sıyırıp geçti.

"Olsun, bunları da yesinler." diye mırıldanarak dudaklarına ıslak bir öpücük kondurup geri çekildim. Kaplardan iki tanesini kaptığım gibi kaşlarımla tezgahta kalan diğer iki kabı almasını işaret ettim.

Kıkırdayarak başını olumlu anlamda salladı ve saklama kaplarını alıp peşime düştü.

Sokak kapısına vardığımız anda uzanıp benden önce kapıyı açtı. "Dikkat et elindeki kabı devireceksin." diye onu uyardığımda keyifle kıkırdadı. "Uzun parmaklarım hayat kurtarır." dedi ve göz kırptı.

Alt dudağımı ısırarak parmaklarının içimde sergilediği hünerleri anımsayınca uyluklarım kasıldı.

"Hoseok, Rowoon!" Taehyung araladığı kapıdan dışarıya çıktığında ben de onun peşinden ilerledim.

Benim evimi koruması için görevlendirilen baş koruma Hoseok, ve Taehyung'un baş koruması Rowoon birlikte konuşarak kıkırdaşırken Taehyung'un sesini duyunca ikisi de hızla koşturarak bize doğru yaklaştı.

"Buyrun efendim." dedi Rowoon.

"Bir sorun mu oldu Bay Kim?" diye sordu Hoseok.

"Sorun yok, sadece pankek ve pirinç keki hazırladık ve sizlerinde yemesini istedim, sever misiniz bilmiyorum ama hepinize yetecek kadar var." Onlar haricinde bir kaç koruma daha vardı.

"Bizim için mi?" Rowoon şaşkınlıkla soluduğunda Hoseok saçlarını kaşıdı. "Zahmet etmeseydiniz efendim." dedi son derece nazik bir sesle.

Hoseok çok sevimli birine benziyordu. Yuvarlak saç kesimi ve ışık saçan gözleriyle pekte sert bir görünüme sahip değildi. Aksine aşırı sempatik duruyordu, onu Taehyung koruma olarak görevlendirmese asla bir koruma olabileceğini düşünmezdim.