skz-god's menu"Lee Felix?"
Diğerleri Ryujin'in yanına geldiğimde en az Ryujin kadar şaşkınlardı.
Burayı nereden bulmuştu? Yerlerinin Stray Kids tarafından bilinmediğini sanıyordu.
"Rol mü kesiyor bu be?" dedi Yuna.
Ryujin başını iki yana salladı. "Ağır yaralanmış, nabzı da yavaş atıyor." Çocuğun yüzünü inceliyordu.
"Klon değil, değil mi?"
"Hayır, klonlar kanamaz. Kan dolaşımları yoktur." dedi Lia. Sonra ekledi: "Tabii yeni bir mutasyonla yeni bir tür klon çıkmadıysa."
Ryujin ayağa kalktı. Yerdeki bedene bir bakış attıktan sonra kızlara döndü. "Onu içeri alalım."
"O düşmanımız, onu neden kurtaralım?" dedi Lia, Ryujin'e karşı çıkarcasına.
"Aslında Ryujin haklı. Ondan yararlanabiliriz."
Ryujin bir an duraksadı. Felix'ten yararlanmak gibi bir düşünce aklından geçmemişti. Yine de Yeji'ye kafa sallamakla yetindi.
Yuna ve Ryujin, Felix'i soğuk havadan içeri taşıdılar. Onu koltuğa yatırdıklarında Lia Felix'in yaralarına baktı.
"Ona pansuman yapmalı mıyız?" diye mırıldandı.
"Boş verelim şimdilik. Hepimiz çok yorgunuz. Bunu gündüz düşünelim." dedi Yeji.
Saat gece ikiye geliyordu.
Bugün gece nöbet tutma sırası Ryujin'de olduğundan Ryujin hariç diğer kızlar uyumak için deponun üst katındaki odalarına çıktılar.
Ryujin ise üşüdüğünden şömineyi yaktı. Ardından üzerindeki ağırlıktan kurtulmak üzere belindeki silahını orta sehpanın üzerine koydu. Kulağındaki, İngiltere'deki merkezlerine bağlı kulaklığı çıkardı. Bir yandan da lanetler yağdırıyordu içten içe.
Buraya isteyerek gelmemişlerdi, yaptıkları her şey zorlaydı. Ve de hayatta kalmak için.
Belindeki kelepçeyi Felix'in bileklerine geçirdikten sonra başında durdu.
Felix nasıl yaralanmıştı? O buradaysa, Stray Kids'in diğer üyeleri neredeydi? Chaeryeong'u nerefe tutuyorlardı? Dışarıdam tanımadıkları bir kuvvet mi onlara saldırmıştı? Eğer öyleyse sıra kendinlerine de gelir miydi?
İç çektikten sonra Felix'in omzundaki kan lekesine baktı. Kalın montunun üzerinde kan kurumuş ve koyu kırmızı bir leke olmuştu. Bir kurşun sıyırmış gibi görünüyordu.
"Hey" diyerek yavaşça sarstı onu. "Öldün mü lan şerefsiz?"
Bu dediklerine karşın bir yanıt gelmemişti, beklemiyordu da zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racer
FanfictionYolun başındayken her şeyden habersiz ve her şeye yabancıydık. Uzun bir yolculuk, yabancı bir şehir... Aslında Tolstoy'un da dediği gibi; tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir. Biz h...