twice- i can't stop me
Duyduğu seslerle gözlerini açtığında baş ucunda duran silahını sağ eline aldı. Felix yoktu.
Günlerdir uykusuz ve yorgun olduğundan uyuyakalmıştı. Yeji ona kızacaktı ama iş işten geçmişti bir kere. Omzunun üzerinde biten siyah saçlarını geriye attı, kakülünü eliyle düzeltirken sesin geldiği yere ilerledi.
Bulunduğu kattaki ilk yardım odası gibi kullandıkları odadan geliyordu ses. Açık olan kapıdan içeri girdi. Karşısındaki Felix'e baktı. İç çektiğinde Felix de ona bakmıştı. Elindeki sargı bezini omzuna sarmaya çalışıyordu. Ryujin bir şey demeden silahını belindeki yerine soktu ve ona adımladı. Elindeki sargı bezini aldı ve Felix'in sıyırdığı omzuna nazikçe sardı. Felix zaten pansumanını yapmıştı. Geri çekilerek genç adamı kontrol etti.
"Sağ ol." dedi Felix.
"Çok acıyorsa başka bir sıkıntı olabilir. Lia'ya gösterebilirsin. Lia doktorumuz gibidir." Felix gözlerini ondan ayırmadı. Kızın amacını anlayamıyordu. Dün akşamki haliyle şimdiki hali başka kişiler gibiydi. Dün sanki uzun süredir arkadaşlarmış fakat birbirlerine kırgın gibilerdi. Şimdi ise sanki Ryujin uyuyunca beynini resetlemiş ve her şeyi unutmuş gibiydi. Yaralı bir askere yardım eden cephedeki hemşire gibiydi.
"Ne gülüyorsun?" Ryujin başını yana yatırıp ona şüpheyle baktığında Felix omuzlarını silkti.
"Hiç. Bir şey düşündüm de."
"Pekala."
Ryujin odadan çıkıp kapının eşiğine geldiğinde Felix üzerindeki kolunu sıyırdığı kazağının kolunu düzelttikten sonra ayağa kalktı. Ryujin onu takip etmesini belirten bir el işaretiyle birlikte yürümeye başladı. Aşağı kata inerken Ryujin konuşuyordu.
"Uyandığında beni uyandırmalıydın. Dingonun ahırı değil burası, istediğin gibi hareket edemezsin. Ayrıca kelepçelerini çözdüğünü görmediğimi sanma."
Felix kızın arkasından yürürken kızın göremeyeceğini bilse de başını yavaşça sallayıp gülümsedi. "Kelepçeleri açmada üstüme yoktur. Ayrıca yorgun görünüyordun, o yüzden uyandırmadım."
Ryujin başını hafifçe geri çevirip Felix'e baktı. Aşağı kata inen bu merdivenler her zaman karanlık olurdu, gece ya da gündüz olsun olmasın fark etmezdi. Merdivenin başında durduklarında Ryujin el fenerini açtı.
Korkuyordu. Felix'in attığı her adımdan, yaptığı her hareketten.
Beyninden sürülerce düşünceler akıp gidiyordu. Felix bana uyurken zarar vermedi çünkü amacı iyi biri rolü yapıp kendisine bağlanmamı sağlamak, ardından hiç ummadığım bir vakitte beni öldürecek. Yalnızca bana değil, diğer kızlara da zarar vermek için anı kolluyor.
Yine de, tüm bunlara rağmen oldukça soğukkanlıydı. Bu iş için eğitilmişti, cefasını yıllarca çekmişti. Hâlâ daha çekiyordu ama şimdi bunu düşünmenin sırası değildi. Özellikle düşmanıylayken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racer
Fiksi PenggemarYolun başındayken her şeyden habersiz ve her şeye yabancıydık. Uzun bir yolculuk, yabancı bir şehir... Aslında Tolstoy'un da dediği gibi; tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir. Biz h...