stray kids-hellevator
"Biraz hızlı yürüsene çömez.""Çömez senin anandır Jisung."
"Salak salak konuşmayın da yürüyün. Kaç yaşında insanlarsınız."
Yuna Ryujin'e göz devirdikten sonra Jisung ile atışmayı kesti. Zaten o da hızlı adımlarla küçük kafilelerinin ön tarafına geçmişti. Kendisi en arkadaydı.
Ryujin'i çoğu zaman anlayamıyordu. Kendisine karşı çok soğuk davranıyordu, Yuna'yı isteyerek ya da istemeyerek de olsa kırıyordu. Zaten Yuna her şeye duygusal yaklaşabilecek ve kendisine söylenen her şeyin arkasında bir anlam arayabilecek bir kızdı.
Yine de hatayı kendisinde buluyordu. Jisung'un da dediği gibi çömezin tekiydi. Hiçbir işe yaramıyordu, sadece diğerlerine engel oluyordu.
"Saat biri kırk geçiyor. Burdan oraya en az on beş dakika içinde yürümek zorundayız. Tempomuzu arttıralım." dedi Seungmin.
Çünkü Chaeryeong gönderdiği mektupta droneların her saat başı devriyeye çıktığını söylemişti. Eğer bir dakika bile geç kalırlarsa ölürlerdi.
Seungmin Ryujin'in yanına geldi. Ryujin ona drone ve alarm sistemlerini hacklemek için hazırladıkları flashbellekleri verdi.
"Büyük ihtimalle kırmızı olan işine yarayacak. Eğer birazcık bir şeyler biliyorsam bu sistemi kullanıyorlardır."
Seungmin başını sallarken flasbelleklerin üçünü de avucuna hapsetti.
Koşmaktan yorulmuş bir halde büyük binanın arka kapısına geldiklerinde Seungmin hackleme işi için diğerlerinin yanlarından ayrılıp binaya girdiğinde Ryujin kimseye bir şey demeden onun arkasından süzüldü. Diğerleri de onun Seungmin ile gideceğini düşünse de öyle olmayacaktı. Lia ise Ryujin'in arkasından endişeli gözlerle bakmıştı.
Zifiri karanlıkta saat iki olurken dronelar keşif için çıkmadılar. Seungmin yalnızca birkaç dakika içinde onları halletmiş olmalıydı.
Chaeryeong klonların uyutulacağını söylemişti, fakat eğer şu anda öyle değilse diğer plana geçeceklerdi. Lia, Yeji, Hyunjin, Minho binaya girip ikiye ayrılarak üst kata çıktılar. Onların ardından da Yuna, Jisung, Chan, Changbin, Felix
binaya girdiler.Onlar da ilk katı keşfederlerken üst kattaki takımların ne halde olduğu ise muammaydı.
"Arşiv bir üst katta, ben oraya gidiyorum."
Minho Lia'ya şüpheci bakışlar atarken tek ışık kaynakları telefonlarının ışığıydı. Yüzlerindeki gölgeler belirginleşirken Minho mırıldandı; "Ben de seninle geliyorum."
Lia dudağını dişledi. Eğer Minho onunla gelirse yapması gerekeni yapamazdı.
Ama şimdi de başını iki yana sallayıp onu reddederse Minho ondan şüphelenirdi. Bunu sonra düşünmeliydi, ilk önce üst kata çıkmalıydı. Bahaneyi sonra bulurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Racer
FanfictionYolun başındayken her şeyden habersiz ve her şeye yabancıydık. Uzun bir yolculuk, yabancı bir şehir... Aslında Tolstoy'un da dediği gibi; tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir. Biz h...