Yolun başındayken her şeyden habersiz ve her şeye yabancıydık. Uzun bir yolculuk, yabancı bir şehir...
Aslında Tolstoy'un da dediği gibi; tüm muhteşem hikayeler iki şekilde başlar: Ya bir insan yolculuğa çıkar, ya da şehre bir yabancı gelir.
Biz h...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Yeji konuştu; "Yapmamız gereken bir plan var ve bu seferki düşmanımıza karşı birlik olacağız."
Chan güldü. Bu gülüş Itzy'i alaya aldıklarını belirten bir gülüşten başka bir şey değildi ve bunu anlamak zor değildi.
"Buraya girmenize izin verdik diye kendinizi ne sanıyorsunuz cidden? Burada kuralları biz koyarız, sizi öylece içeri almamızın tek sebebi ise Felix'e iyi davranmanız. Gerçi ondan bile şüpheliyim ama..."
Ryujin bu sözler karşısında masaya doğru eğildi. Tanrı aşkına sorunu neydi bu çocukların?
Elindeki telefonunu sertçe masaya koydu. Gülerek Chan'a baktığında herkesin dikkati ona çevrilmişti.
Ryujin'in damarına basmak bir intihar biçimidir. Bu, herkes tatafından bilinmesi gereken bir kuraldır. Ama görünen o ki birileri bunu bilmiyordu.
"Felix'in şu anda nefes aldığına şükretmelisiniz. Bunu söylememize gerek olduğunu düşünmüyordum açıkçası ama birileri damarımıza basmadan önce söylediklerine dikkat etmiyor gibi görünüyor."
Felix Chan'a konuşmaması gerektiğini kaş göz yaparak belirttiğinde Chan anlamış ve Ryujin'e bir şey dememişti. Felix'in Itzy ile kaldığı süreçte öğrendiği bir şey varsa o da Ryujin'e asla bulaşılmaması gerektiğiydi.
Bir süre ortama sessizlik hakim olurken kimse konuşacak gibi durmuyordu. Oysa iki tarafın da delicesine merak ettiği sorular vardı, birbirlerine sormaları gereken.
En nihayetinde şu anda en küçükleri olan Yuna hafifçe öksürdü. "Şey, ne kadar duracağız böyle?" İri gözleri herkeste dolaştı. "Herkesin gözünden merak akıyor resmen. Neyse ilk ben sorumu sormak istiyorum..." Herkes ona merakla bakarken Yuna ellerini masada kavuşturup öne doğru eğildi.
"Acaba yiyecek bir şeyler var mı? Biraz acıktım da."
Yuna şebek gibi gülümserken Jisung ayağa kalktı. "Ben de açım o yüzden şimdi gidiyorum." diyerek Yuna'ya el işareti yaparak peşinden gelmesini söyledi. Yuna heyecanla odadan çıkarken diğer kızlar onu öldürcek gibi bakıyorlardı. Kendileri de oldukça açlardı çünkü.
Neyse ki Jisung Hyunjin'i duymamıştı. Yoksa en kaotik ikililerin yeni bir savaşı için kılıçlar çekilmiş olurdu.
"Neyse," dedi Seungmin. "... onlara planı sonra anlatırız. Önce bir planı oluşturalım da." Ona çok yakışan siyah çerçeveli yuvarlak gözlüklerini düzeltti.
"Bizim zaten bir planımız vardı, fakat öğrendik ki bize yardım (?) etmek istiyormuşsunuz. O halde planımızı düzenlemeden önce amacınızı öğrenmek istiyorum şahsen." dedi Lia. Kumral saçlarını tepeden bir at kuyruğu yapmıştı. Saçlarına parmaklarını dolarken Stray Kids'e bakıyordu. Daha doğrusu Seungmin'e çünkü onun aklında daha fazla şeyin planlı olduğundan adı kadar emindi.