Ertesi gün Peter endişeli hissederek uyandı. Pazar günüydü, bu yüzden endişesi okuldan değildi. Onu görmezden gelmeye çalıştı ama endişesi gün boyunca devam etti.
Öğle yemeği saatinde, Peter mutfağa girerken Tony'yi tezgahın yanında Nat ve Rhodey ile konuşurken gördü.
"Tony!" diye bağırdı.
"Hey evlat" Tony, Peter'dan bir kucaklama alırken yanıtladı. Tony sarılmayı hiç sevmezdi ama Peter'ın ona verdiği şeylerden her zaman zevk aldı.
Ayrıldıktan sonra Tony sordu, "Ben yokken nasılsın?"
Peter onun neyi kastettiğini biliyordu (panik atakları, kabusları ve aşırı duyusal yüklenmeleri).
Peter birkaç kabus gördü ve Tony yokken belki küçük bir panik atak geçirdi, ama bahsetmeye değecek bir şey değildi, "Harika! Devriye gezmek güzeldi, yükseltilmiş ağ atıcılarımı kullanmam gerekti. Soldaki devreyi patlattım. muhtemelen bunu düzeltmeliyim"
"Onları hemen şimdi düzeltmeye ne dersin?" dedi Tony. "Benimle laboratuvarda buluş ve birlikte düzeltelim olur mu?"
"Tamam olur." Peter ağ atıcılarını almak için mutfaktan ayrıldı. Tony sandviçinin son birkaç ısırmasını bitirdi ve tabağını tezgahın üzerine bırakarak mutfaktan çıktı.
Tony, laboratuvara gittiğinde Peter'ın tavanda durduğunu görünce şaşırdı. "Orada ne yapıyorsun?"
Peter'ın başı döndü ve çabucak tavandan ayrılarak yere yumuşak bir şekilde indi. "Oh uhmm eğlenceli" yüzünde aptal bir gülümseme vardı.
Tony, Peter'ın göremediği küçük bir gülümsemeye sahipti ve başını salladı, "Tamam, hadi şu atıcıları görelim."
Atıcılar üzerinde yaklaşık 30 dakika çalıştılar ve Peter, Tony'ye temelde, o yokken olanlarla ilgili her ayrıntıyı anlattı.
Tony Peter'ınanlattığı hiçbir şeyi dinlemedi, o sadece çocuğu özlemişti.
Kısa süre sonra Steve asansörden içeri girince ikisinin sözü kesildi. "Tony" dedi, ikisi de kafasını çevirerek Steve baktılar.
Tony onun yüzündeki ifadeyi biliyordu. Birşeyler yanlıştı. Tony, Peter'a "Peter gidip Vision'ı bul ve ingiliz anahtarımın nerede olduğunu sor." dedi.
Sorunu söylediğinde Steve'in Peter'ı etrafta istemediğini biliyordu ve dürüst olmak gerekirse Tony, Peter'ın da bunu duymasını istemiyordu. Onu herhangi bir sorundan mümkün olduğunca uzak tutmak istedi.
"Ama burda bir İngiliz anahtarı var-" Peter'ın sözü kesildi.
"Doğru olan değil." Peter, Steve ve Tony'nin arasına baktı, sonra asansöre gitti. Muhtemelen sadece Avengers'ın çok gizli şeyleriydi.
Vision, anahtarı Tony'nin yatak odasına koyduğunu ve Peter'ın oradan alabileceğini söyledi.
Peter yine ortada hiçbirşey yokken vu sabahki gibi yine huzursuzluk hissetmeye başladı. Ama çevresinde ya da dışarıda tehlikeli olabilecek hiçbir şey yoktu. Yine hislerini görmezden gelmeye çalıştı.
Asansöre binerken. Sadık bir arkadaş ve bir süper kahraman olarak, potansiyel olarak gizli konuşmaları dinlememelidir. Ancak merakı onu en iyi şekilde ele geçirdi.
Aşağı inerken, işitme duyusunu laboratuvardaki iki adama verdi.
"Bana bunun için endişelenmememi söyledin Steve! Sen halledildiğini söyledin!" Tony açıkça öfkeliydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
troubled boy /irondad/
FanficMay bir araba kazası geçirir ve 2 hafta komada kalır. Bu arada Peter da okulu ve süperkahramanlığı bırakarak May'in yanında olmaya çalışır. May ölür. Peter da ailesinden kalan son kişiyi kaybeder. irondad hikayesidir. ilk kitabım o yüzden mutlaka h...