2. ☘︎Sesin gerçekten gürültü kirliliğiydi.☘︎

639 70 99
                                    

Şuan ne olduğu hakkın da şaşırırken dudaklarım aralık karşımda ki göz kamaştırıcı adama bakıyordum. O da şaşırmış olmalı ki öylece yüzüme bakıyor, bakışlarını yüzümden çekmiyordu.

Ben ise onun yakışıklılığın da ve belimde ki ellerle iyice kasılıyordum.

Çiçek pazarının içinde ilk kez böyle bir olay olduğu için herkesin bakışını üzerimde hissederken yavaşça dudağımı şapırdatıp, alt dudağımı dişlerimin arasına sıkıştırdığım an yakasına sımsıkı tutunduğum adamı bir hız itekledim.

İteklememle olduğu yerde durup ne ileri ne geri gitmişti. Makasın kestiği elimden üzerine kan sürülürken bakışları kan sürülen omzuna doğru kaymış, daha sonra ise bana doğru dönmüştü. Karnım da sinirli bakışlar yüzünden sızı fazlalaşırken alt dudağımı hafifçe ısırıp elimi daha öncekiler gibi acıyan karnıma koydum.

"Dikkat etsene be adam!" bir anda bu ilgili bakışlardan kurtulmak için gözlerimi kısırak çığırıp, önümde ki dev gibi olan ama güneş gibi parlayan bedenden hemen uzaklaştım.

Çığırtımla kaşlarını çatan adam elini kaldırıp işaret parmağını sallayarak herkesi etkileye bilecek olan tonda ki kalın, ama derinden gelen ses tonuyla konuşmuştu.

"Sesin gürültü kirliliğinden başka bir şey değil şarkı söylemeyi bile bilmiyorsun ve buna rağmen bana çarpan sizsiniz. Hatalı sizken ne hakla bana sesinizi yükselte bilirsiniz, beyefendi?"

Ses tonu şah eserdi.

Masal anlatsa her dakika huzur bulacağım kitap okusa bıkmayacağım bir tondaydı. Ama sözleri kalbimin kırılmasına yol açacak türden sözlerdi.

"Sen ne hakla benim sesime kirli dersin pislik, yobaz, kopuk seni!" diyerek sinirle tekrar çığırmamla, güzel gözleriyle beni baştan aşağıya tekrar süzmüştü.

Aramızda bir kaç saniye bakışma geçtiği zaman da pantalonum da hissettiğim ıslaklıkla ondan uzaklaşmadan sessiz bir tonla 'siktir' çekip sinirli bir hareketle göğsüne bir tane yumruk geçirip etrafıma bakınarak lavaboya koştum.

Arkamdan o yobazın ve diğerlerinin bağırdığını bir an bile umursamadım. Karnımın ağrısı koştuğum için canımı öyle yakmaya başlamıştı ki, gözlerimden yaşlar son sürat akmaya başlamıştı. Karnımın ağrısına aklıma az önce ki sözlerde geliyor, daha fazla canım yanıyordu.

Lavaboya beş metre kala önüme çıkan çiçeklere çarparak çiçekleri yere yıkmamla, canım acıdığı için sarı naif çiçekleri bile umursayamadım.

Tuvaletin kapısını açarak hızlıca kendimi içeriye atıp tuvalette pisuvara tuvaletlerini yapanları bile görmezden geldim. Diğer erkeklere bakmadan kendimi en sonda bulunan kabine atıp kapıyı sertçe arkamdan örttüm.

Alt dudağımı ısırarak eğilip pantalonuma bakmamla gördüğüm kan izi ayakta sinirle zıplamamı ve çığırmamı sağladı. Ama bu yaptığım daha da kötü olmuş, iki büklüm sancıyla kıvrılmamı sağlamıştı.

Ayakta durmak daha kötü olduğu için klozete oturup hem sesime hem varlığıma lanet okumaya başladım.

✾✾✾✾

"Taehyung çok üzerine gittin çocuğun. Aniden öyle kelime denilir mi?" Taehyung kaçarak giden çocuğun arkasından baka kalırken arkadaşının omzunu sarsarak söyledikleriyle gözlerini kapayıp sabır çekmişti.

Gözlerini aralayarak etrafa bakınıp herkesin kendine baktığını görmesi yumruklarını sıkmasını sağlayıp, göz devirmesini sağlamıştı. Daha sonra ise yanında ki arkadaşı yoongi'ye göz ucuyla bakıp aklında küçük bir yer edinen oğlanla yürümeye devam etmişti.

HeartfeltHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin