Heartfelt

20. ☘︎İyi ki-☘︎

Taehyung'un kucağında bana ezberlemem için verdiği romantik şarkının sözlerini ezberliyordum. Biraz aklıma kazıdığım kelimeleri kucağında sesli bir tonla söylerken o ise koltuğa yaslanmış bir halde tabletle bir şeyler yapıyordu.

Başta kucağında oturmuyordum ama sonra neden oturmayayım ki diye aklım da düşünürken bir anda ona sormadan kucağına oturmuştum. Bir hafta geçmişti teleferik de bana her şeyi anlattığı günün üzerinden ve biz bir haftadır çok iyiydik.

Bana fazla ilgili yaklaşması mesela aile sofraların da ailesi bir şey der mi, demez mi diye düşünmeden ağzıma yemek veriyordu. Onu da geçtim gizli gizli masanın altından bana temas etmeden durmuyordu.

İlk hedefi elim olurken sonra ki hedefi uyluğumu okşamak oluyordu ki kasılsam ve öksürük krizine girsem de bunları belli etmemek için annesine beni kurtaracak kelimeler söylüyordum.

Eh tabi ki Taehyung yalan söylediğimi belli etmeden sırtımı okşuyor, söylediğim kelimeleri boşa çıkarmayarak beni anne ve babasından kurtarıyordu.

Annesi ilk geldiğim günkü gibi kendini kasmıyordu. Beni bakışlarıyla lime lime yaparak yiyecek gibi bakmıyordu. Sanki biraz daha varlığıma Taehyung'un öğrencisi olarak alışmıştı.

Zaten sadece akşamları ve bazen gündüzleri karşılaşıyorduk annesiyle. Dernek ve vakıf kurucusu gibi işleri varmış galiba bu evin hizmetlisi konuşurken duymuştum.

Baştan beri bu evde dururken önemli birisi gibi duruyordu ama oldukça önemli birisi olduğunu zamanla öğrenmiştim.

Taehyung annesi gibi değildi, annesi fazla kuralcıydı. Mesala buraya beni yeniden getirdiği günün akşamı bir hizmetli kurallara uymadığı için hemen işten çıkarmıştı.

İlk gün nasıl korkutucu buldum ise o kadını bana biraz alışmış olsa bile yine korkutucu buluyordum.

Bu arada bir haftalık nişanım sonlanmıştı ve bir erkek olarak mahallem de dedikodum yapılmaya başlamıştı. Tabi ki o sığ insanların dedikodularını düşünecek kadar boş vaktim yoktu.

Annemle o günden beridir konuşmaz iken babam dün arayıp benimle konuşmuştu. Jungkook teker teker her şeyi bana haber ettiği için kendi bölgem de neler olup bitiyor her şeyden haberdar olabiliyordum.

Yani demem o ki iki uçta pis değnek gibiydi. Neyse ki ben kucağına oturduğum bedenle oldukça mutluydum. Tabi daha çok beni çalıştırmaya başlaması ekstra ona sinir olmamı sağlasa da onu ve çalışmayı seviyordum.

"Jimin su iç fazla kuru kaldı boğazın, ses tellerin yırtılacak." bol Tişörtün içinden karnıma yol alan eli hissetmemle ve Taehyung'un konuşmasıyla sözleri söylemeyi bırakırken başımı ona doğru çevirdim.

"İyiydim ben birazcık daha söyleye bilirdim." derken elimi tişörtümün üzerinden onun elinin üstüne koydum.

"Olsun sen yine de suyunu iç." demesiyle başımı sallayıp önümüzde ki sehpahaya uzanarak elime su dolu bardağı alıp iki elimle tutarken dudaklarıma yaklaştırıp içmeye başladım.

"Aferin güzelliğe şimdi yeniden çalışmaya devam edebilirsin." diyen bedenle boşalan bardağı dudaklarımdan uzaklaştırıp sehpaya tekrar koydum.

Bu defa kucağına iyice kurulup başımı göğsüne yasladıktan sonra çalışmaya başladım. Eli iyice karnımdan sırtıma oradan göğüs sargıma gelip kancasını açmasıyla daha yeni güzel söylemeye başladığım için umursamayarak şarkıyı söylemeye devam ettim.

"Beyaz gülüm benim." deyip bir elimi kağıttan çekip tutarak öpmesiyle saçlarımı göğsüne sürttüm.

Elimi bırakıp karnıma elini koymasıyla gözlerimi kapayıp bu defa şarkıyı aklımdan seslendirmeye başladım. Bu sırada tişörtümün içinde ki eli hareket edip sargıyı vücudumdan çıkarmaya çalışmasıyla iyice vücuduna gömüldüm.