"Daha hızlı Jimin hadi biraz daha arttıralım tempoyu." Taehyung öleceğimi bilmeden beni daha hızlı koşturmaya çalışıyordu.
Bir hafta önce olan olayı tamamen unutmuş gibi yapmayı tercih ederek konuşmamıştık ve şimdi yarın gideceğimiz otel de Taehyung'un zoruyla koşu yapıyordum.
Artık tamamen tükenmiştim, ama yanım da benimle birlikte olan adam beni görmüyordu.
"Çok terledim yeter artık." diyerek zar zor konuşurken başımı iyice eğmiştim. Bitiyordum artık... Taehyung'u tanımak buralara gelmek bir şarkıcı olma yolunda Taehyung'a aşık olmam beni yolun sonuna getiriyordu.
Beraber olduğum adamın ilgisini bir kez bile görememek, popom sızlasa bile ona yakınamamak çok fazla canımı yakıyordu. Artık yemek bile yiyememezken bugün burada olmam son iki gün uğruna Taehyung'la koşu bandın da koşu yapmam beni çok doldurmaya başlamıştı.
Vücudum da ki izler yüzünden ve sızlayan vücudum yüzünden durmadan gizli gizli göz yaşı dökmem, bana revamıydı.
Tükenmişlikle derin nefesler eşliğinde düğmelere basmaya başlayıp bu aleti durdurmaya çalışmam ise aleti daha fazla hızlandırmıştı. Çığlık atmaya başlayarak denge mi kaybedip düşeceğim esna da gözlerimi hızla kapayıp kendimi saniyeler içinde beton zemin de bulmuştum.
"Ahh!" kalçam öyle çok acımıştı ki kendime hakim olamadan ağlamaya başlamıştım.
"Jimin iyi misin? Ağlama güzelim." yanıma hızlıca gelip çömelen adamla ondan uzaklaşmaya çalıştım.
"İ-iyiyim ben." diyerek daha hızlı ağlamaya başlamamla istemesem bile bir anda kendimi kucağında bulmuştum.
"Acıdığını biliyorum, bakacağım şimdi." demesiyle elimle omzuna vurdum.
Gerçekten hatırlamak istemediği için mi benimle seviştikten bir gün sonra aynı bu şekilde bana eğitimler vermişti? Bunu yeniden düşünürken daha fazla ağlamaya başlayıp insanların bile bize baktıklarını umursamadan omzuna aralıksız vurmaya başladım.
"Pissin sen bırak beni hıyar, istemiyorum yardımını falan!" çığlıklarımla uyluğumu sıkması acıyla inlememi sağlarken daha sesli hıçkırdım.
"Kötüsün sen hıck unuttun." diyerek onu daha hızlı itmeye çalıştım.
"Ben unutmadım sen unutmamı istedin!" diyerek bir anda bağırmasıyla başımı hızla eğerek ellerimi yumruk yaptım.
Onu çok fazla sinirlendirmişim gibi bir anda patlamıştı. İnsanların tuhaf bakışlarını hissettiğim anda Taehyung beni hızlıca bu spor salonundan çıkartıp asansöre yürüyerek hızlıca binmişti.
Başımı kaldırmadan kucağında öylece duruyor ağlamamak için yumruklarımı iyicene sıkıyordum. Bana baktığını hissetsem de yüzüne bakmıyor, kendimi kucağında kasıyordum. Tam bu anda kucağın da beni hareket ettirmesiyle kalçam acıdığı için dudaklarımın arasından acı bir inilti kaçmıştı.
"Özür dilerim, öyle bağırmamalıydım." bağırması sorun du ama şuan sorun değil di. Önemli olan olanlardı. Bağırması sadece kırgınlığımın daha da artamasını sağlamıştı.
Asansörden inene kadar ona bir şey söylemeyip, dudaklarımın etlerini dişlerimle yaralamaya başladım. Asansör odamızın katın da durunca oradan çıkıp hızlı hareketlerle odanın kapısını açarak içeriye geçmişti.
Odaya girmeyle hemen kucağından inmeye çalışıp yüzüne bile bakmadım. Beni yavaşça yere bırakmasıyla elim sızladığı için kalçamı buldu. Arkamı ona dönüp gideceğim sırada bileğimden tutmasıyla başımı kaldırıp yaşlı gözlerimle ona bakarken bu defa ben konuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Heartfelt
أدب الهواةSen ne yaptın kendine?-- İntersex birey içeren bir kurgudur. Başlamadan karakter bölümünü iyi okuyun... Vmin #1 Minv #1 Başlangıç: 28.Temmuz.22 Bitiş: 14.Eylül.22 Yetişkin içerik!