5K🤍
[arda]
"Ya Arda sadece bir kere yesen. Bak gerçekten beğeneceksin."
Alâ ısrarla bana hazırladığı kurabiyeleri yedirmeye çalışırken bu sefer yememek için hangi bahaneyi öne sürebileceğimi düşünüyordum ama bulamıyordum. O da zaten artık bahane uydurduğumun farkına varmıştı.
"Tamam gelmeden önce çok yemek yedin, tamam yarım saat sonra dersin başlayacak, tamam kurabiye sevmiyorsun. Ama benim hatırıma, beni seviyorsan bir tane ye bari. Sabah erkenden kalkıp bunlarla uğraştım..."
Bana beklentiyle bakmaya devam ederken "Alâ..." diye zorlukla konuştum. O kurabiyeleri yediğimi düşünmek bile betimin benzimin atmasına neden oluyordu fakat bunu ona yansıtmamaya çalışıyordum.
"Seni seviyorum ama şu an yemesem? Sonra eve götürür yerim ben."
Dudaklarını üzgünce büzerek bakışlarını kaçırdı. Elindeki bana uzattığı kurabiyeyi geri kabına koyduktan sonra bizim gibi kampüsteki ağaçların gölgesi altında oturan diğer öğrencilerde gezdirdi gözlerini. Bir yandan da kendi kendisine mırıldanıyordu.
"Şekilleri biraz bozuk olabilir ama tadı gerçekten güzeldi. Ben beğenirsin diye düşünmüştüm. Hem bir de fındıklı ve beyaz çikolatalıydı."
Sıkıntılı bir nefes aldım. Ardından bakışlarımı onun elinde tuttuğu mor saklama kabına çevirip "Tamam, bir tane yiyeceğim. Sadece bir tane ama," dedim.
Alâ'nın yüzündeki üzgün ifade anında yumuşayıp kocaman bir şekilde gülümsediğinde ben de zar zor aynı şekilde gülümseyerek karşılık vermeye çabaladım.
"Yaa, Ardoşum... Şekline aldanma sen, tadı cidden çok güzel. Biraz beceriksiz olabilirim ama tarife birebir uyarak aynısını yaptım."
Az önce bana bir türlü yediremediği kurabiyeyi tekrardan eline alıp ağzıma doğru uzattığında ben de yavaşça bir ısırık aldım ve düşünmeden hızlıca çiğneyip mideme gönderdim.
"Beğendin mi?"
Anında başımla onayladım onu.
"Çok güzel olmuş. Ellerine sağlık."
Yüzümü buruşturmamak için büyük bir uğraş verirken o esnada bizi görüp yanımıza gelen Eymen neredeyse kurtarıcım olmuş, benim geri kalan kurabiyeyi yememem için bahane yaratmıştı. Bu durum ise içten içe şükretmeme neden olmuştu.
"Ne yapıyorsunuz bakalım burada çifte kumrular?"
Alâ ona selam verip derslerle ilgili klasik bir şeyler konuşmaya başladığında son anda aklına gelen şeyle bakışlarını elindeki saklama kabına çevirdi.
"Aaa, az kalsın unutuyordum Eymen. Fındıklı ve beyaz çikolatalı kurabiye yaptım, yemek ister misin? Arda çok beğendi."
Eymen duyduklarıyla "Siktir!" diyip bakışlarını bana çevirdiğinde gözlerimle susması için yalvarır bir bakış attım. Lakin o beni dinlemeden telaşla konuşmaya devam etmişti.
"Ne yaptın kız sen? Ne demek Arda çok beğendi? Arda'nın fındığa alerjisi var lan!"
"Ne?!"
Alâ da onun endişeli hâline uyup hızla oturduğu yerden ayağa kalktığında "Sorun yok gerçekten. Çok az yedim zaten," diyerek toparlamaya çalıştım. Lakin yarım saate kalmaz etkisini göstereceği de bir gerçekti.
Çocukluğumdan beri fındığa alerjim vardı ve yediğim anda her yerim kaşınmaya başlıyor, kollarımla boynumda kızarıklıklar oluşuyordu. Sanırım hastaneye gitsek iyi olacaktı.
"Arda niye bana bunu söylemedin? Ben de ısrarla sana yedirmeye çalıştım ya!"
"Benim için o kadar uğraşıp hazırlamışsın. Seni kırmak istemedim..."
—
ah be ardoşum sırf alâ'yı üzmemek için yapılacak şey miydi bu :')

ŞİMDİ OKUDUĞUN
kafamda bir sürü sen
ChickLit[texting] alâ: merak etme ben sana nasıl bana layık bir sevgili olabileceğini öğreticem bebeğim😚 arda: bwbeğim mü alâ: hee alâ: bwbeğim alâ: diyemez miyim? arda: diyebilirsin tabii arda: dersin yani arda: her zaman de arda: hatta istediğini de ban...