[alâ]
Buluşma saatine dakikalar kala belirlediğimiz mekândan içeriye girdiğimde en köşedeki masalardan birisinde oturan Samet'i görmüş, adımlarımı oraya doğru yöneltmiştim.
Oturduğu yer insanlardan uzakta ve çalışanların bile çok nadir uğradığı bir yerdi. Büyük ihtimalle konuşurken çevredeki insanların dikkatini çekmemek için oraya oturmuştu. Bir bakıma mantıklı da bir karardı.
Daha fazla girişte dikilmeye son vererek yanına doğru adımladığımda o da benim geldiğimi anlayınca hızla oturduğu yerden ayaklandı.
"Hoş geldin güzelim. Beni geri çevirmediğin için teşekkür ederim."
Hafif bir tebessümle ona karşılık verdim. Bana sarılmak için atağa geçtiği bir sırada ondan önce davranıp masada az önce kalktığı yerin karşısına oturdum ve elimdeki çantayla telefonu masanın bir köşesine bıraktım.
O ayakta bozulmuş bir şekilde kalakalırken bir şey söylemeden önümdeki hâlihazırda verilmiş siparişe göz attım. Benim adıma limonata ve çikolatalı yaş pasta söylemişti. Kendisi de tahminimce sadece kola almıştı. Yarısı içilmiş bardaktan ancak bunu anlamıştım.
"Geldiğimizde sipariş vermekle konuşmamız bölünsün istemedim. Seviyordun değil mi? Öyle hatırlıyorum."
Samet karşımdaki yere oturmak yerine çaprazımdaki tarafta yerini aldığında uzanıp kolasını önüne çekti. Ben de onu geçiştirmek adına "Evet," diye karşılık verdim. Ardından ekledim. "Konuşalım mı artık?"
"Olur güzelim. Sen nasıl istersen. Ne konuşalım?"
Gayet açık değil miydi zaten?
"Mesela Arda'ya karşı olan bu kinin sebebinden başlayabiliriz. Onunla ne alıp veremediğin var?"
Yüzündeki az önceki samimi gülümseme solduğunda "Buraya sevgilini konuşmak için mi geldik gerçekten Alâ?" diye soruma soruyla karşılık verdi keyifsiz bir ifadeyle.
"Evet Samet. Farkındaysan senin ona karşı olan tavırlarından dolayı biz şu an bu durumdayız."
"Tamam, pekala. Konuşalım."
"Seni dinliyorum. Arda beni 1 saate kadar almaya gelecek. Bir an önce konuşup konuyu noktalarsak sevinirim."
"Peki... Nereden başlayacağım, bilemiyorum. Öncelikle Arda'ya karşı bir kinim olmadığını belirtmeliyim sanırım. Sadece... ne bileyim. Eskiden hep birlikte vakit geçiriyorduk. Ama sen onunla sevgili olduğundan beri her şey çok değişti işte. Bizi ekiyordun, hafta sonları sürekli ikimiz dışarı çıkıp bir şeyler yapıyorduk. Arda hayatımıza girdiğinden beriyse bana vakit ayırmak yerine hep onunlaydın. Kabullenemedim işte. Sana o kadar alışmıştım ki birbirimizden gittikçe uzaklaşıyor olmamız bana asla yapmayacağım şeyler yaptırmaya başladı, Alâ."
Söylediklerini sindirebilmek adına bir nefes aldım. Masanın üzerinde duran ellerimi tutmuş, üzgün bir ifadeyle gözlerimin içine bakarken şu an ona inanmaktan başka bir yol göremiyordum.
Söylediklerinde fazlasıyla ciddi olduğu belliydi. Ancak yine de bu yaptıklarını haklı çıkarmaya yetmiyordu.
"Hissettiklerini anlayabiliyorum Samet. Ama yine de bu Arda'ya karşı düşmanlık beslemeni gerektirmiyordu. O sana karşı hep ılımlı yaklaştı, olabildiğince alttan aldı. Tüm bunlara rağmen sakin çocuğu bile çileden çıkartmayı başardın yani. Ben başka bir şey söylemek istemiyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kafamda bir sürü sen
Чиклит[texting] alâ: merak etme ben sana nasıl bana layık bir sevgili olabileceğini öğreticem bebeğim😚 arda: bwbeğim mü alâ: hee alâ: bwbeğim alâ: diyemez miyim? arda: diyebilirsin tabii arda: dersin yani arda: her zaman de arda: hatta istediğini de ban...