Şeytan, Melek'e biraz daha yakınlaşabilmek adına onun sevdiği konulardan konuşmaya başlamıştı. Tanrı...
"Tanrıya gitmek için önünde üç yol var. Seç; Akıl, iman veya gönül? Seç birini ona göre konuşacağım." dedi Şeytan.Melek bir süre düşündü ve aklına gelen en samimi yolu seçti, "Gönül." dedi.
"Biliyordum.." dedi Şeytan, hemen ardından ekledi, "Akıl için çok fazla itaatkarsın düşünmezsin, İman için
ise çok akıllı."Melek, Şeytan'nın dediklerini anlamaya çalıştı, "Ya gönül için?" diye sordu, "Bunun için de bir sebep var mı?"
"Hayır," dedi Şeytan "Hiç sebep yok. Çünkü çok maymun iştahlısın. Unutma küçük Melek; hem Tanrı hem Şeytan'la aynı anda kırıştıramazsın. Tanrı senden mutlak sadakat bekler."
"Ama ben zaten sadığım. "
Şeytan," Sadakat, her şeyinle tam olarak tapmak demek. Yani düşmanlarıyla dahi muhatab olmamak demek. "
Melek, Şeytan'nın demek istediğini anlamıştı. " seninle konuşmam sadakatimi sarsıyor diyorsun ama sen beni dinliyorsun. Bunu seviyorum. " dedi, "O zaman ben, sana mı tapıyorum?"
"Hayır" dedi şeytan yüzünde manidar bir gülümsemeyle. "Yani buna hayır demek istemezdim ama 'Ya O ya Ben' diye restleşen sevgili hep kaybeder."
Konu sadakat olduğunda Şeytan çok daha kurnaz davranıyordu Melek'in yanında.
"O zaman seninle konuşmaya devam edebilir miyim demek oluyor bu?" Melek, üstündeki tüm masumane tavrıyla sormuştu bu soruyu.
Şeytan ise ilk defa kurnaz olmaktan kaçıp dosdoğru bir cevapla dönmüştü Melek'e. "Bundan zevk duyarım."
Melek, bu cevap üzerine gülümsedi Şeytan'a. Onun bu gülüşü ise Şeytan'ı tamamen savunmasız bırakmıştı.
Şayet kanatlarını açıp gitmeseydi biraz daha Melek, Şeytan yapmaması gereken bir şey yapabilirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Şeytan & Melek ||tamamlandı||
Short StoryHer şeyden önce söz vardı ve söz Tanrı'ydı. Bir Melek ve Şeytan'ın imkansız hikayesi 11 bölümlük kısa bir hikaye:)