Dünden sıcak bir güne uyandı. İlk işi soğuk bir duş almak oldu. Biri sanki onu uykusunda cehenneme taşımış da uykunun geri kalanını orada uyumuş gibi terlemişti çünkü. Duşunu aldıktan sonra odasına geçti. Komodinin üzerinde duran telefonunu alıp bildirimlere baktı. Yağız ve Nisa'dan gelen mesajlar hariç ekstrem bir şey yoktu. Onları sonra cevaplamaya karar verip üzerini giyindi. Odasından çıkınca evin her zamankinden sessiz olduğunu fark etti. Oturma odası ve diğer odalara baktı, boş olduğunu gördü. Mutfağa gittiğinde ise kardeşi Batuhan'ı ocağın başında bir şeyler yaparken gördü. Geldiğini gören Batuhan gülerek konuşmaya başladı.
"Günaydın abla. Hiç kalkmayacaksın sandım. Doğruyu söyle uyuyorum diye bayılıyorsun da bizi mi kekliyorsun?"
Behice Batuhan'ı ciddiye almayı çok uzun zaman önce bırakmıştı.
"Günaydın dünyanın en az komik insanı. Annemler nerede?"
"Babannem herkes toplansın diye emir vermiş. Onlar da sabah erkenden çıktılar."
"Yine ne oldu acaba?"
"Fındıklar dışında ne olmuş olabilir? Bak sana söylüyorum bu kadın bir kilo fındığa bizi de satar."
Behice kardeşinin dediklerine kahkaha attı. Öyleydi cidden. Babannesinin fındıklara verdiği değeri hiçbir canlının bir şeye verdiğini göremezdiniz. Behice Batuhan'ın yanına gidip ne yaptığına baktı. Kardeşi pür dikkat tavadaki koyu renkli slimeı karıştırıyordu.
"Bu ne?"
Batuhan "ciddi misin" der gibi bir bakış attı.
"Menemen, abla kör müsün?"
"Bu nerenin menemi? Siyah yapayım da gastronomik bir devrim mi başlatayım dedin?"
"Ya karabibersiz menemen olmaz dedim. Elimin ayarı kaçtı, böyle oldu."
"Keşke bu menemen karabibersiz olsaydı Batuhan."
"Sabahın köründe kalkmışım seni doyurmak için yemek yapıyorum. İnsan bir eline sağlık falan der değil mi? Ama yok, nerde?"
Behice kahkaha atıp uzanabildiği kadarıyla kardeşinin saçlarını karıştırdı. O her ne kadar kendini geri çekmeye çalışsa da yanağına sulu bir öpücük kondurmayı da ihmal etmedi.
"Ellerine sağlık şefim. Ben ne yapayım?"
"Masayı falan kur, ne bileyim. Ben sadece bunu yaparım."
"Masa kendiliğinden kurulur tabi."
Genç kız söylene söylene masayı hazırladı. Batuhan da son dakika dibine sarmaktan kurtardığı menemenini getirdi.Behice çok aç olduğu için menemenin rengine bakmadan bir lokma aldı. Tuhaf olan şu ki menemen zehir gibi acı değildi. Yenebilir tattaydı.
"E ama bu acı değil."
"Annem karabiber alırken dolandırılmış galiba."
Behice sırıtıp menemenini yemeye devam etti. Kısa bir kahvaltı faslından sonra Batuhan spora gitmek için evden çıktı. Behice de mutfağı ve evin diğer odalarını toplayıp kendi odasına geçti. Nisa'lara gitmek için giyindi. Sırt çantasının içine lazım olacak eşyalarını koydu. Telefonunu komodinden alıp whatsappa girdi. Çoğu Yağız'dan gelen tehdit içerikli mesajlara çıkartma atıp, Nisa'ya evden çıkacağını haber verdi. Sonrasında eşyalarını alıp aşağı indi. Önceden çağırdığı taksiye bindi. Yirmi dakika süren araba yolculuğundan sonra ücreti ödeyip taksiden indi. Evin yanındaki markete girip alışveriş sepetini dolduracak kadar aburcubur aldı. Sabahlayacaklarını hesaba katınca bu kadar şey ancak yeter diye düşündü. Marketten çıktıktan sonra yandaki binaya girdi. Zor taşıdığı poşetlerle dördüncü kata çıkıp kapıyı çaldı. Kapıyı Nisa'nın annesi Fatma teyze açtı. Behice onu görünce gülümsedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SENİ ANLATABİLSEM SANA• Behice
Ficção Geral"Başımıza çok şeyler gelecek, çoğunda benden uzakta olacaksın belki. Ama hiçbirinde kalbimden uzak olmayacaksın. Şimdi tüm bunların ötesinde, bana elini uzatmak ve sonsuza kadar bende bırakmak istemez misin?"