Makoto yeğeninin saçlarını okşarken, Scara ise surat asıyordu. Teyzesinin, saçları ile oynamasını istemiyordu ancak karşısında ona tehditkar bakışlar atan annesi yüzünden ses çıkaramıyordu.
Childe ise karşı koltukta kahkaha atmamak için yanağının içini ısırıyordu.
“Boyun uzamış senin, önceki gelişimde daha kısaydın!” dedi Makoto gülümseyerek yeğenine sarılırken.
“Hayır, hâlâ 1.65 boyunda.” dedi Ei kahvesinden sakince bir yudum alırken.
Childe daha fazla kendini tutamamış ve kahkaha atmıştı ki bu çok kötü bir fikirdi çünkü içtiği portakal suyu resmen burnundan geri çıkmıştı.
Scara hızla ayağa kalktı, “Ajax iyi misin?” dedi endişeli bir ses tonuyla. Childe “Evet evet sorun yok,” demesine rağmen gencin kolundan tutup onu mutfağa sürükledi.
Scara elbette Childe için endişelenmemişti, o ortamdan kurtulmak amacıyla fırsatı değerlendirmişti. Childe ise minnettar bakışlarla kendinden kısa gence bakıyordu. Scaramouche iç çekti, “Kargo şimdi gelir. Bizimkilere dışarı çıkıyoruz diyeceğim. Ama önce,” Scara askıdan iki tane uzun kapüşonlu ceket aldı. “şunları giyelim. böylece kargocu eleman bizi raporlarken anneme bizi ele veremez.”
Childe başını salladı. Scara annesi ve teyzesine dışarı çıkacaklarını söyleyip kapıya ilerledi. İkili ceketleri giyip kapüşonlarını kapattılar. Yüzleri görünmüyordu.
Tam zamanında kargocu elindeki paketle eve doğru ilerliyordu. Scara öne atıldı ve elemanı durdurdu, “Ben alırım. İşine geri dön,” diyip kutuyu aldı. Kargocu anlamayarak ikiliye bakarken, Scara kutu ile hızlı adımlarla ilerlemeye başladı. Childe da peşinden ilerliyordu.
İkili evden uzaklaşmışlardı. “Signora’ya uğrayalım mı?” dedi Childe üstündeki ceket yüzünden yanarken. Hava çok sıcaktı. Scara onaylarcasına başını sallayınca ikili birkaç sokak arkadaki Signora’nın evine yürümeye başladılar.
Birkaç dakika ardından, kan ter içerisinde kapının önündelerdi. Childe zile basmaya başladı. Kapı zilinin sesini seviyordu. Signora ise susmayan zilin sesiyle içeride sinir krizi geçiriyordu. Hızla kapıyı açıp öfkeyle gelenlere baktı.
Childe gülümseyerek şirince elini salladı, “Sana olan özlemimizden dayanamadık ve ziyarete geldik,”
“Bu çok hoş,” dedi Signora gülümseyerek. “Ne yazık ki ben sizi görmek istemiyorum.” diyip kapıyı kapatacaktı ki Scara kutuyu kapı aralığına soktu, “Razım mıydı, neydi senin şu sevdiğin çocuğun adı?”
“Rostam, aptal.” dedi Signora kapıyı aralarken.
“Her ne haltsa, sanırım düğüne davetli.”
Signora kapıyı araladı, “Ben fikrimi değişmeden girin içeri.”
Üçü de salondaki klimanın altındaki koltuklara ilerlemişlerdi. Childe ağzını açıp klima havasını alabileceği her yerden içine çekerken, Scara ise Signora ile anlaşmaya çalışıyordu. “Bu düğünün gerçekleşmemesi gerek.”
Signora omuz silkti, “Benim kazancım ne?”
“Senin kazancın Rostam.”
Childe sırıttı. Scara gerçekten iyi pazarlık yapıyordu.
“Herkesin geleceği bir düğünde, özellikle Rostam’ın gözü önünde, itiraz edeceğimi düşünüyor musun gerçekten?” dedi Signora Scara'ya bakarak.
Scara birkaç saniye Signora'ya baktı, “Haklısın bence de yapmazsın bunu.”
Childe iki saniyede tüm planın değişmesini şaşkınlıkla izlerken, Scara ayağa kalktı, “Çiçek bir süre burada kalsın. Sana çiçek alan yok nasılsa, Razım almış gibi düşünüp sevinirsin.”
“Rostam!” diye düzeltti Signora. Childe da ayağa kalktı. Klima gibi kokuyordu.
Signora ikiliyi kapı dışarı postalayınca, bir kafeye gitmeye karar verdiler. Childe sıcaktan eridiğine hatta Scara’nın boyuna yaklaştığına inanıyordu. Elbette bunu sesli söylemeyecekti.
İkili kafeden içeri girecekken aniden kapı açılmış ve Scara yeri boylamıştı. Kapüşonlusu açılırken, karşısındaki genç telaşla yanına eğilmişti, “Afedersiniz iyi misini—”
Scara başını kaldırıp gence baktı. Beyaz saçlı gencin tek düşüncesi ise, bu kan ter içerisindeki çocuğun storylerine asla alev atmayacağı gerçeğiydi. Bu genç alevlerin ta kendisiydi.
Childe Scara’yı ayağa kaldırırken beyaz saçlı gence döndü, “Biraz daha dikkatli yürüsene, yere yapıştırdın Mochiyi.”
“Haklısınız,” dedi ve Scara’ya döndü, “Özür dilerim M-Mochi?”
Scara derin bir nefes alıp gözlerini kapattı. Childe’ı öldürmemeliydi.
“Önemi yok,” dedi Scara kafeden içeri ilerlerken. Beyaz saçlı genç ise panikle peşinden içeri girdi tekrar, “Ah baksana Mochi, sana özür dilemek amacıyla kahve ısmarlayabilir miyim?”
Scaramouche arkasını döndü ve sinirle gülümsedi, “Scaramouche.”
“Ha?” Beyaz saçlı genç anlamayarak baktı.
“Adım diyorum aptal, Scaramouche!”
Genç bir eliyle alnına vurdu. Tabii ya, Mochi diye isim mi olurdu amk?
“Ben de Kazuha. Kaedehara Kazuha.” dedi bir elini uzatırken.
Childe ise ikiliyi birkaç adım geride izliyordu. Kazuha’ya hangi kahveden ısmarlatsa diye düşünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
üçüncü, kzscr !!
FanfictionScaramouche'un, annesi Ei'nin düğününü durdurabilmek için bir kişiye daha ihtiyacı vardı. kazuscara + eimiko + zhongchi. tamamlandı. #genshinimpact - 1. 071023