12. BÖLÜM*

178 7 13
                                    

*Bu bölüm yetişkin içeriğe sahiptir.


David'in doğum günü için seçtiğim vintage Versace elbiseye baktım uzunca bir süre. Bu drapeli mini saten elbiseyi seçmemin tek nedeni rengiydi. Cooper'ı yakınımda hissettiğim o buz mavisi. Bu sefer onun benden kaçtığını hissettiğim için bu renge ihtiyacım varmış gibi geliyordu. Bana iyi gelen saçma bir inanış uydurmuştum kendime.

Elbiseyi giydikten sonra saçımı doğal haliyle bırakıp makyajımı da hafif tuttum. Ayakkabı olarak simli beyaz burnu açık Louboutin giydim. Birkaç gün önce taktığım mavili Chanel çantam ve açık kahverengi kürkümle odamdan çıkacakken takı takma ihtiyacı hissetmiştim. Bu yüzden büyükannemin iki sene önceki doğum günümde aldığı pırlanta kolye ve bilekliği taktım. Evden çıktığımda herkes beni bekliyordu. Kuzenlerimiz de bizimle doğum günü yemeği yemişti. Birlikte kulübe geçecektik.

"Kardeşim! İşte şimdi beni utandırmayacaksın!" dedi David gülerek. Büyükannemin çok da onaylamayan bakışlarını yakaladığımda içimde bir yanım çok sevinmişti. Bu gece kimseye boyun eğmek istemiyordum.

Geçerken Ryan'ı da evinden aldıktan sonra kulübe uzun insan kuyruğunu atlayarak vardık. İnsanların ayrıcalığımıza kıskanarak baktığı sırada kapının önünde Jason'ı güvenlikle konuşurken gördüm. Kalbim içerden müziğe eşlik edercesine deli gibi çarparken gözlerim etrafta onu aradı. Ama burada değildi.

"Bayan Landers, hoş geldiniz," dedi Jason beni görür görmez.

"İyi akşamlar Jason," dedim yanından geçerken.

Geçen seferki gibi görevli tarafından üst kattaki localardan birine eşlik edildik. Ben kürkümü çıkarırken çoktan ısınma turu olarak bir şeyler sipariş edilmişti bile. Bulunduğum ortamla oldukça ilgisizdim. Sadece sarhoş olmak istiyordum. İçkiler gelmeye başlayınca boş bakışlarla etrafımı izleyerek içkilerimi yudumladım. Ne içtiğimin önemi bile yoktu o noktada.

Çok fazla kokteyl içmemden mi kaynaklandığını anlayamadığım bir şekilde mideme garip bir his yerleşti. Bunu geçireceğini umarak iki tane shot attım.

"Yavaşla bebeğim," dedi Ryan. Ona baktım. "Neyin var senin böyle?" Bir elini yanağıma koyup gözlerimin içine baktı. Ona cevap vermediğimde bel çantasından bir şey çıkardı. "Neredeyse unutuyordum. Senin için getirdim. Çok yakışır sana. Sürsene." Elindeki simli dudak parlatıcısına baktım. Normal zamanlarda kullandığım tarzda bir ürün olmamasına rağmen çok güzel gözüküyordu. İtiraz etmeden sürdüm. "Muhteşem! Bir fotoğrafını çekeceğim." Hemen ayaklandı ve polaroid kamerasıyla fotoğrafımı çekti. Fotoğrafımın dijital olarak bir başkasının çekmesi yasaktı ancak Ryan'a bu şekilde izin veriyordum. Emilie'nin de bulunduğu toplu fotoğraflarımız vardı. Çünkü o fotoğraflar bizden çalınamazdı ve o fotoğraflarla izim sürülemezdi. Nerede yaşadığım bilinemezdi. İnternet çok korkunç bir bataklıktı. O bataklıkta bulunmak istemiyordum sadece. Bu yüzden merakla çıkan fotoğrafın soğumasını bekledik. Bu sırada aniden locada ışıklarla bir gürültü koptu.

Etrafında bir sürü maytabın olduğu kocaman bir doğum günü pastasıyla birkaç görevli geldi. David kahkaha atarak bize baktı ama bizim bir şeyden haberimiz yoktu. Yine de bozmamak için hepimiz ayaklanıp güldük. David alkışlar eşliğinde pastasını üfledikten sonra iki tane şampanya patlatıldı. Bir yanlışlık olduğunu düşünürken görevlilerin ardından Cooper geldi.

"VIP muamele diye buna derim!" dedi Ryan gülerek.

"Merhaba, ben Nicholas Cooper. Kulübün sahibiyim. Doğum günün kutlu olsun," diyerek David'le tokalaştı hemen. Ona karşı çekilmeme rağmen hemen yerime oturup doldurulan şampanyalardan bir kadeh aldım.

İTAAT (Değişim #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin