24. BÖLÜM

43 1 1
                                    

Bugün olacakları tahmin ettiğim için kendimi daha fazla kamufle edebilmek adına siyah giyinmiştim. Bir yararı olduğu söylenemezdi. Çünkü internete erişimi olan herkesin dünkü davetten haberi olmuştu. Haberi olmayanlara da haber gitmişti bir şekilde. Sonunda beni medyada görmeleri yüzünden artık daha fazla dikkat çekiyordum. Bir mucize olup birkaç gün içinde unutulmadığım sürece hakkımda yapılan fısıldaşmalara dönem sonuna kadar katlanmak zorundaydım. O kadar uzun süredir kendimi gizliyordum ki şu an bu ilgi beni boğuyordu.

Okul dışında beni bekleyen aracıma doğru ilerlerken her şeye rağmen duruşumu dikleştirdim. Bu geçici bir durumdu. Mezun olduğumda çözülecekti her şey. Buradan uzaklaşmak kendimi keşfetmeme de yardım edecekti. En büyük motivasyon kaynağım buydu şu an.

Kevin'ın benim için açık tuttuğu kapıdan kendimi koltuğa bıraktığımda derin bir nefes aldım. Kevin'a çoktan Manhattan'daki Cooper konağına gideceğimi söylemiştim. Fakat bana aynadan sürekli bakıp durduğunu fark ettiğimde konuştum.

"Bir sorun mu var Kevin?"

"Bayan Graceffa bu akşam benimle konuşmak istediğini söyledi," dediğinde büyükannemin ne için onu çağırdığına emin gibiydi. Benim için çalışmasını engellemek istiyordu kesinlikle. Büyükannem beni evden bile kovacak kadar ileri gidebilirdi.

Bu yüzden aklıma gelen en iyi fikirle başımla onayladım. "Sözleşmeni benim üstüme geçiririz. İyi bir avukatla görüşüp en kısa sürede bunu hallederim."

"Teşekkürler Bayan Landers."

"Büyükanneme bu akşam müsait olmadığını söyle ve zamanını yeniden planlamayı öner," dedim başımı dışarıdaki trafiğe çevirerek. Söylediğimi onayladıktan sonra arabayı yeniden sessizlik kapladı.

Konağın önüne beklediğimden kısa sürede gelince Kevin'ın kapımı açmasını beklemeden arabadan indim. Kapıyı çaldığımda geçen seferki gelişimdeki çalışan beni güler yüzle karşıladı. Aynı kattaki mutfağa seslerin geldiği yere ilerledim. Birkaç çalışanla birlikte Robert bir şeyler hazırlıyordu.

"Elizabeth! Hoş geldin!" Robert beni gülümseyerek karşıladığında enerjisiyle eşleşmeye çalışarak onunla selamlaştım.

"Çok güzel kokuyor," diyerek fırını işaret ettim.

"Lazanya. Jennifer çok seviyor diye ben yaptım." Gururla göğsünü kabarttığında gülümsedim. "Nicholas daha gelmedi ama diğerleri üst katta salonda. Sen çık, ben de birazdan size katılacağım." Başımla onaylayıp sessizce merdivenlerden yukarı çıktım.

"Kim geldi? Nicholas mı geldi?" diye seslendi Claire ayak seslerime. Beni gördüğünde ise şaşkınlık ve sevinçle karışık ayaklandı. "Elizabeth!" Sıkıca sarıldığında göğsümde bir şeyler hafiflemiş gibi hissetmiştim. Gerçekten ihtiyaç duyduğum anne enerjisiyle bugünün yükünü üzerimden almış gibiydi. "Geleceğini bilmiyorduk! Nicholas da seninle birlikte mi geldi?"

"Dün Jennifer beni de davet etti. Okuldan çıkar çıkmaz buraya geldim. Nicholas'ın geleceğimden haberi yok," dedim geri çekildiğimizde.

"Jen demek ki her şeyi düşünmekten yorulmuş. Bizim bu akşamki yemek aklımızdan çıkmıştı," dedi Lindsey de ayaklanırken. O ve Eduardo'yla da samimi bir şekilde kucaklaştıktan sonra sonunda koltuğa kendimi bıraktım.

"Jennifer nerede?" Sorumla Lindsey gözlerini devirdi.

"İşkolikliğinden dolayı yukarda yatak odasında dinleniyor." Dinlenmesinin gerçek nedenini bilen tek kişi olduğum için herhangi bir yorum yapmadan başımı salladım. Anlık bir sessizlikten sonra Eduardo boğazını temizledi. Bakışlarımı ona çevirdiğimde gergince oturuşunu değiştirdi.

İTAAT (Değişim #1)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin