≡;- ꒰ Güneş ışığına kavuşmak ꒱

250 43 17
                                    

"Neyi çözmeye çalışıyorsun?" Jungwon sordu.

"Geçmişimizi!" Jongseong kararlı bir şekilde, "Bunu konuşarak halledeceğiz," dedi.

"Konuşulacak ne var ki?"

"Her şeyi!" Jongseong ellerini havaya kaldırdı, "Sekiz yıldır bu konuda tek kelime konuşmadık."

"O kadar da karmaşık değil," diye tısladı Jungwon.

Jongseong ise, "günlüğümü okudun ve beni tüm okula ifşa ettin." Diyerek karşı çıktı.

Jongseong bu anıyı hiç yüksek sesle anlatmamıştı. Vücudundaki her his ve zihnindeki her düşünceye varıncaya kadar dayanılmaz ayrıntılarla yazmıştı.

Ama söyleyince gerçek oldu. Anı zihninin etrafına beton gibi yerleşti, hareketsiz ve ani. O gün olduğu gibi kollarını karnına dolamak istedi.

Yine de Jungwon beklediği gibi tepki vermiyordu. Suçluluk duygusuyla kıvranmıyordu. Jongseong'un affetmesi için yalvarmıyordu. O-

Kafam karıştı.

"Ne?" Yumuşak bir sesle sordu.

"O olaydan birkaç gün önce evime geldin ve seni günlüğümü karıştırırken yakaladım," diye tekrarladı, "ertesi Pazartesi herkes eşcinsel olduğumu ve sana aşık olduğumu öğrendi!"

Jongseong'un sesi şiddetle titriyordu. Boğazında bir düğüm oluşmuştu ve gözlerinin kenarlarından yaşlar süzülüyordu. Vücudunun içinde artık ateş yoktu, sadece duman vardı. Sadece kül.

Ve tüm bunların ortasında ağlayan ve bir arkadaş dileyen sekiz yaşında korkmuş bir çocuk vardı.

"Bunu ben yapmadım," diye mırıldandı Jungwon.

"Tabii ki yapmadın," diye alay etti Jongseong, "günlüğümü başka kim görebilirdi ki?"

"Hiç kimse," diye ısrar etti Jungwon, "ama seni ifşa eden ben değildim!"

Jungwon Jongseong'a doğru bir adım attı. Yüzü sapsarı kesilmişti ve sanki bir şey saklıyormuş gibi gözlerini kırpıştırmadan duramıyordu.

Yang Jungwon her zaman samimiydi. Yang Jungwon bir yalancı değildi.

"Yapmadın mı?" Jongseong ağlamaklı bir sesle sordu.

"Hayır, orada yazdığını bile bilmiyordum," diye ısrar etti Jungwon, "voleybol takımındaki bir çocuktu, derste kâğıdına adını ve soyadımı yazdığını görmüş ve-"

Jungwon yaklaşırken Jongseong kollarını karnının üzerinde kavuşturdu. Gözleri yaşlarla dolmuştu.

"Sessiz kalmasını sağlamaya çalıştım ama tam bir pislikti, yapabileceğim hiçbir şey yoktu."

Bir an için Jongseong'un tek yapabildiği bakmak oldu. Ağzının kuruduğunu ve midesindeki kötü hissin geri döndüğünü hissedebiliyordu. Kafasında o kadar kesin olan anı değişmeye ve tamamen yeni bir şeye dönüşmeye başladı.

Nihayet avluda ona yaklaşan Jungwon'un yüzünde suçluluktan ziyade şok ifadesi görebiliyordu. Arkasındaki masada oturan adamların kıs kıs güldüklerini duyabiliyordu. Sonunda Jungwon'un yalvaran sözlerini seçebiliyordu:

Jay.

Bekle.

Jongseong yanılmıştı.

Sekiz yıl boyunca Jungwon'un son yılını cehenneme çevirdiğine inanmıştı.

Ama yapmamıştı değil mi?

Jongseong korkunç bir şey yapmıştı.

"Aman Tanrım," diye fısıldadı, "söylediklerim için çok çok özür dilerim."

Tesadüfler || Jaywon ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin